15 Haziran 2013 Cumartesi

Not. Yazılarımı her okuyuşta değiştirince yeniden yayınlıyorum. Kötü huy dediğin düzelmiyor.

“Göze gelme” Kültürünün Dayanılmaz Rahatlığı!

 

“Nazar değdi”, “bizi çekemiyorlar”. “şansı yaver gitti/gitmedi” türünden batıl kültürün egemenliğindeki duygusal yorumlar, bilimsel bakışın yeşerme ve yaygınlaşmasındaki zorluğu da gösteriyor.

Sözüm ona bilimsel yaklaşımlarda bile, batıl kültürün geçerli olduğunu gösteren kişisel inanç takviyeli moral bütünlemelerin, bilimsel gerçekliği perdeleyecek hale gelmesindeki artış da, önemli bir realite.

Yöneten akıldan başlayarak bilimsel algıdan uzak bu tür argümanların, bilgi yarışmalarında da ortaya çıkması olayın boyutlarını gösteriyor. Sayıları artan bilgi yarışmalara ilginin artması, insanların bilgi ve bilime yöneldiğini düşündürtürken, en eğitimli olan katılımcıların bile, başarısızlıklarını şans, kader, kısmet ve  nazarla açıklayabilmesi, psikolojik gerçeklerin uhrevi yorumlarla bütünleşmesi olduğu kadar, duygu ve inancı önde tutan aklın, çağın “bilgi” şartlarıyla yarışamaması olarak da okunabilir.

Ansiklopedik bilgi gibi durağan kitabi verilerden öteye düşünce üreten “bilgi”nin öneminin kavranmadığını düşündürten bir diğer  nokta da, yarışmacıların katılım nedenlerini çoğunlukla, eğlenmek veya maddi ihtiyaç gibi göstermeleri.

Devletin hatalı uslup ve uygulamalarının patlattığı görülen bu  toplumsal kalkışmaların, başta devlete bağlı kimilerince nazar gibi nitelendirilmesi veya buna dayandırılarak açıklanabilmesi, ortalama toplumsal aklın nerelerden nerelere zorlandığını gösteriyor. Özgürlük taleplerinden doğan kalkışmaları, nazara gelmek diye açıklamaya kalkan bir arabulucu aktörün, mizah kültürünün yenilemez gücünün yaratıcı çarklarıyla darmaduman olan karizması, çağa uygun gelişmelerde umutsuz olmamamız gerektiğini de gösteriyor.

Toplumumuza olan güvenimizi de arttıran bu arayışlarda gelişmiş aklın en büyük direnme gücünü mizahtan sağladığı söylenebiliriz.

Çeşitli yanlışlarla yürütülen yönetimsel tutum birikimleriyle patlayan toplumsal direnmelerin, parkların işgali ve meydanlardaki sessiz duruş çeşitlemelerinin dünya çapında artan etkisi, bilgi çağının önlenemez iletişimleriyle biçimleniyor.

Yapılan yanlışları bu gerçek üzerinden kavramayan iktidarlar nazar ve çekememezlik yorumuyla yanlışlarını sürdürdükçe içten ve dıştan  yükselen itirazları oyun komplo ve nazar değmesi diye okudukça, kendi yaptıkları kendilerine göre ne kadar ileri saysalar da çağın gerisine düşeceklerdir.
Sevgi Özkan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder