13 Haziran 2013 Perşembe


Çakma oluşumlarla doğru sonuçlar elde edilebilir mi?

 

Yapılan bir ölçümden  Gezi direnişi katılımında ortalama yaşın 28 olarak saptandığını öğreniyoruz. Daha önce "gençler" diye nitelenen ve çadırlarında uyurken şiddet uygulanan demokratik hak arayıcılarına neden "çocuklar" denmeye başlandığı düşündürtücü.

“Çocuklarınıza sahip çıkın. Onları sevdiğimiz için başlarına bir şey gelirse üzülürüz” diye anaokulu çocuklarına gösterilecek bir sevgi gösteren yöneticilerin, ne katılımcıları ne de istediklerini doğru kavramadıklarını gösteriyor.

Buna ilk sebep iktidarın icraat ve yönetiminde hikmet arayan taraftarların çocuklarının da o meydan da yer alma isteği ve orada oluşu. İkincisi masumiyet hakkının kavranmasına karşın bilgi ve yönetimin kendilerinde olduğunun altını çizme eğilimi.

Özellikle bazıları, çocuklarının itirazlarına karşı çıkmasalar da tedirginlik yaşamaları ve onların ortak itiraz kültürüne katılımından duyulan şaşkınlık, endişe ve gururlu bir saygı da denebilir..

Demokratik kitle gösterilerinde provokasyonlara, yanlış uygulamalardan doğan çatışmaların yol açtığında görüş birliği varken onların dışında yapılanın özgürlük ve kentin doğasına  sahip çıkma girişimleri olarak görmeme eğilimi. Onların dilinden konuşmayı da biliriz diyenlerin, katılımcıları velilerce gelip alınmasını beklenen yuva çocuklarına indirirken, bu itiraz ve özgürlük arayışını anlamak yerine cici çocuk muamelesi yapılmaya kalkılması, gençlerin dilinin yöneticilerce hala anlaşılmadığını gösteriyor .

Demokratik itiraz hakkını bedenlerini tehlikelere açarak sürdüren gerçek temsilciler yerine, temsilci diye seçtikleriyle görüşen ve  anlaşmaya varılmış hissi veren demeçler, yönetici tutumlarında çocuk oyalama taktiği güdüldüğü izlenimini arttırıyor. Tıpkı en sorumlu kent yöneticisinin, şafak vakti duygusal mesajlarla başlattığı girişimin, nasıl zıddı uygulamalara dönüştüğünün görülmesinden doğan aldatılma duygusu gibi.

Çakma temsilcilerle, çakma demokrasi algısı yarattıklarını anlamayanların, “Gezi”dekileri halk saymadıkları için, gezi parkına gidecek halkın isteği karşılanamıyor demeleri, demokrasi ve özgürlükten neyi anladıklarını gösteriyor ve de çözüm diye halk oylaması önermeleri çözümün de çakmasının gerçekleştirileceğini düşündürüyor.

Görüşmeye katılanlar kendilerini kimsenin temsilcisi saymadıklarını ve referandum fikrinin de kendilerine açıklanmadığını iletmelerine karşın bir uzlaşma sağlanmış gibi açıklamalar, yapılırsa oylamanın da nasıl olacağı ve nasıl yorumlanacağını şimdiden tüm dünyanın dikkatine sunuyor.
Samimiyet testinde çakanlarca samimi bir görüşme yapıldığının söylenmesi ve çoğu kişinin de bunu samimi bulmaması, güvenmemesinin söylenenlerle yapılanların birbirini yalanlaması deneyimleri dururken bu sorunun iç ve dış komployla oluştuğunu ileri sürmek, itirazları anlamaya çalışmak yerine bu yolu sürdürmenin çok yönlü ve farklı sonuçları olacağının yönetim yetkili ve sorumlularınca kavranması gerekir.
Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder