Çakma oluşumlarla doğru sonuçlar elde edilebilir mi?
Yapılan bir ölçümden Gezi
direnişi katılımında ortalama yaşın 28 olarak saptandığını öğreniyoruz. Daha
önce "gençler" diye nitelenen ve çadırlarında uyurken şiddet uygulanan demokratik hak arayıcılarına neden "çocuklar" denmeye başlandığı
düşündürtücü.
“Çocuklarınıza sahip çıkın. Onları
sevdiğimiz için başlarına bir şey gelirse üzülürüz” diye anaokulu çocuklarına
gösterilecek bir sevgi gösteren yöneticilerin, ne katılımcıları ne de
istediklerini doğru kavramadıklarını gösteriyor.
Buna ilk sebep iktidarın icraat
ve yönetiminde hikmet arayan taraftarların çocuklarının
da o meydan da yer alma isteği ve orada oluşu. İkincisi masumiyet hakkının kavranmasına karşın bilgi ve yönetimin kendilerinde olduğunun altını çizme eğilimi.
Özellikle bazıları, çocuklarının
itirazlarına karşı çıkmasalar da tedirginlik yaşamaları ve onların ortak
itiraz kültürüne katılımından duyulan şaşkınlık, endişe ve gururlu bir saygı da denebilir..
Demokratik kitle
gösterilerinde provokasyonlara, yanlış uygulamalardan doğan çatışmaların
yol açtığında görüş birliği varken onların dışında yapılanın özgürlük ve kentin doğasına
sahip çıkma girişimleri olarak görmeme eğilimi. Onların dilinden konuşmayı da biliriz diyenlerin, katılımcıları velilerce
gelip alınmasını beklenen yuva çocuklarına indirirken, bu itiraz ve özgürlük
arayışını anlamak yerine cici çocuk muamelesi yapılmaya kalkılması, gençlerin
dilinin yöneticilerce hala anlaşılmadığını gösteriyor .
Demokratik itiraz hakkını
bedenlerini tehlikelere açarak sürdüren gerçek temsilciler yerine, temsilci
diye seçtikleriyle görüşen ve anlaşmaya
varılmış hissi veren demeçler, yönetici tutumlarında çocuk oyalama taktiği
güdüldüğü izlenimini arttırıyor. Tıpkı en sorumlu kent yöneticisinin, şafak
vakti duygusal mesajlarla başlattığı girişimin, nasıl zıddı uygulamalara dönüştüğünün
görülmesinden doğan aldatılma duygusu gibi.
Çakma temsilcilerle, çakma
demokrasi algısı yarattıklarını anlamayanların, “Gezi”dekileri halk saymadıkları için, gezi
parkına gidecek halkın isteği karşılanamıyor demeleri, demokrasi ve özgürlükten
neyi anladıklarını gösteriyor ve de çözüm diye halk oylaması önermeleri çözümün de çakmasının gerçekleştirileceğini düşündürüyor.
Görüşmeye katılanlar
kendilerini kimsenin temsilcisi saymadıklarını ve referandum fikrinin de
kendilerine açıklanmadığını iletmelerine karşın bir uzlaşma sağlanmış gibi açıklamalar, yapılırsa oylamanın da nasıl olacağı ve nasıl yorumlanacağını şimdiden tüm
dünyanın dikkatine sunuyor.
Samimiyet testinde çakanlarca samimi bir görüşme yapıldığının söylenmesi ve çoğu kişinin de
bunu samimi bulmaması, güvenmemesinin söylenenlerle yapılanların birbirini yalanlaması deneyimleri dururken bu sorunun iç ve dış komployla oluştuğunu ileri sürmek, itirazları
anlamaya çalışmak yerine bu yolu sürdürmenin çok yönlü ve farklı sonuçları olacağının yönetim yetkili
ve sorumlularınca kavranması gerekir.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder