Resmi sonuç açıklanmadan açıklananlar
resmi mi oluyor?
Bu kadar tartışmalı bir
seçimin sonuçları açıklanmadan atı alıp Üsküdar’a geçenlerin geri dönmek
zorunda kalıp kalmayacakları,
yasal ve resmi olarak daha ne
kadar ileriye gidip gidemeyecekleri gittikçe daha önem kazanıyor.
Gerçeğin doğrusuna ulaşım
olanakları bu kadar baskılanıp, seçim şartları bu kadar engellerle donatılınca
seçim sonuçlarını başarı veya başarısızlık saymak yanlış olur.
Tüm devlet gücünü kendi
iktidarı için kullanan tek bir adama hapsedilen yönetimde, seçim sonuçlarını
demokratik ölçülerle kazanılmış veya kaybedilmiş sanmak aymazlıktır.
Bağımsız olması gereken
Yüksek Seçim Kurulu henüz resmi sonuçları açıklamadan İç İşleri Bakanı’nın bu
kuruma gitmesi haberi düzenlemelerin ispatı olmuyor mu?
Artık bu tavırlara şaşırılmaması
da, bugüne kadar demokratik haklara yapılan müdahalelerin normalize
sayılmasında ileri geliyor.
Zira seçime gidiş süresince
ve daha önce iktidarın tüm gücünü kendi lehine bir baskı olarak kullandığı
çeşitli örneklerle ispatlandığından seçimin de nasıl tuzaklara hazır olduğu görebilecek
durumda olanlarca zaten görülüyordu.
Bağırıp çağıran, hakaret
eden, doğruları saklayan veya çarpıtan bir yönetim tutumunu iktidarın kazanması gibi görmek veya onaylamaktan yana yorumlamak toplumsal çöküntünün onaylanması anlamına da gelecektir.
Olan bitenle ilgilenmemeyi ve
kavramamayı seçenlerin bunları görmesi zaten mümkün olmadığından siyasi ve
demokratik adaba uymayan tavırların ahlaken de onaylanması anlamına gelen bu
sonuç henüz ürkütücü sayılmamalı. Zira bu seçimde büyük bir kesimde dışlaşan
yurttaşlık bilincinin sandık sayımlarının şaibeli sonucunu önlemeye yetmese de toplumsal
ahlakımızın henüz sanıldığı kadar çökmediğini gösteriyor olması tartışılamaz bir doğrudur.
Sevgi Özkan