16 Haziran 2016 Perşembe

ÖLÇÜNÜZ NE?

On beş yıldır örgütlü cehaletin yönetimine esir düşen toplumumuzda iktidar ve muhalefet çatışması yanlış bir çizgide sürdürülmeye zorlanmaktadır.
İktidarın yerleşik norm ve yasaları hiçe sayarak yaptıklarına kılıf uydurucu kararnameleri yasa sayan yönetimine karşı yapılan eleştirilerin, iktidar yerine daha çok ana muhalefete(CHP)ye çevrilmesi komik olmakla kalmayıp saçma ve akıl dışıdır.

Demokratlık gösterisi olarak iktidara söyleyemediklerini muhalefette kusur aramaya dönük bir düşünce sporu haline getirenler, etkili muhalefet olmadığı iddiasındadırlar.

Yapılıp edileni kendilerinin görmesine fırsat yaratıldığı kadarıyla değerlendirmeye kalkıp kendi öncüllerinden yola çıkarak kurgulanan bu mantıki çıkarım doğru bir yargı mıdır?
Tabii ki HAYIR.

Aslında yönetim sorunlarına bir tür "Dinsizin hakkından, imansız gelir” mantığıyla bakanlar, iktidar gibi yapmadan onunla savaşımda muhalefetin görüntüsel bir üstünlük sağlaması mümkün değildir demektedirler. 

Zira bilgi ve deneyimi önemsemeyen, davaları adına yanlış bulmadıkları aldatmaca olan takiye kılıfına geçirdikleri ilkesizliği, yalanı, dolanı iktidarını sürdürmek için kullanarak habire görüş ve tutum değiştiren, rejim değerlerini erozyona uğratarak bir din devleti kurma ilkesini gerçekleştirmek için yapmadığı kalmayan bu yönetim tutumunu sürdürmeleri, ortalama zeka yaşı çocuk kategorisinde olan bir toplumda çok da zor olmamaktadır.

Bu nedenle iktidarı ele geçirmek için başarı yolu diye muhalefete de her türlü kuralı çiğnemeyi, yalanı dolanı başarılı politika sayan kuralsız bir dövüşü, kural tanımazlığı, bağırıp çağırma şirretliğiyle sağlanan görüntüsel üstünlüğü, bekliyor olmalılar. Zira iktidarı onaylayanların oyunu
kendilerine çekmeleri mümkün değil.

Yani ana muhalefeti yetersiz bulanlar aslında ondan iktidarın dövüş sitilini geçecek bir davranış modeli beklemekte ve öğütlemektedirler.

Muhalefet neden kitleleri peşine takmıyor, sokağa inmiyor diyen vatandaşlar onun demokratik muhalefet hakkını demokratik çerçevenin dışına çıkarmayan tutumuyla ülkeyi iç savaş ve kargaşadan koruduğunu görmemekte ve takdir etmemektedirler. 
Öyle ki hatalı ve çağdaş uygarlığın normları dışına çıkmayan tutumunu görüntüsel olarak tatmin edici bulmamakta sen de onun yaptığını yap demektedirler.

Sorun, oyunun kurallara göre oynanmasını, “kazanmak” için yeterli bulmamakta daha da ileri giderek kuralsız ve kaotik girişimler yapılmasının da beklenilmesindedir.

Oysa muhalif olanların muhalefeti yürütenlere "doğru"sandıkları bu eleştirilerle destek vermeye kalkarken, kendini sadece her şeyden bağımsız pasif bir hakem gibi görmesi ve sadece olumsuz eleştirilerle yetinmesi, muhalefet yürütücülerinin değil seçmenin niteliğini göstermektedir.

İktidarın da en büyük dayanağı, muhalefetin kendilerini eleştirmekten çok muhalefetin bu türden eleştirilmesi olmaktadır.
Yani muhalefet liderlerinden, iktidarın tek adam yönetiminin sergilediği yalanlara ve saptırmalara dayalı tüm illegal ve kaba tavırlarını benimsemesi hatta daha da ileri gitmesini bekleyenler önce yurttaş olarak kendi seçmenlik ölçülerini gözden geçirmelidirler.

Ülkemizde artık düşünen, akıllı, eğitimli, nazik, duyarlı insan tipinin kusurlu kategorisinde görüldüğü gerçeğine bu yoldan gelindiği de tartışmasız bir gerçektir.

Zaten iktidar baskıyı arttırmak için sokağa çıkılmasını ve karşısına paralı sivil kışkırtılmış güçlerin onların karşısında yer almasını istiyor.
Kalkışmamayı önermek değil ama yerinde ve demokratik ölçülerde tavır koymayı becerebilmek önemlidir.
Muhalefet liderinin önüne atılan kurşuna (ki hepimize atılmış bir kurşundu) CHP'yi pasiflikle eleştirenler onlara önerdikleri sokağa çıkmaya neden katılmadılar?
Partiden davetiye mi beklediler?, O karşı çıkışta partililer neden yalnızdılar?
O zaman oturduğu yerden muhalefet partisine akıl öğretmeyi ona yol göstermeyi vazife edinenler önce kendi zafiyetlerini eleştirmelidirler.

Her yurttaş kendine "siyasi protesto ölçüm ne?" diye sormalı ve muhalefete gereken desteği de bu doğrultuda gerçekleştirmelidir. 
Yaptığı şeylerin önemini takdir etmeden devamlı olumsuz eleştirileri sıralamak bir siyasi partiyi zayıflatmanın başka bir yoludur.
Bu nedenle siyasal yönden olumlu sonuç alınmasını önleyen pedagojik bir hatadır.

Gerçekten ölçünüz ne?
Sevgi Özkan