Demokrat olmak kolay değil.
Ben demokratım demek demokrat
olmak için yeterli değil. Demokrat olmak uzun bir süreçte geliştirilen bir
kazanım olduğundan yeni başlayanlar için epey zor sınavlarla varılacak bir hedef.
Demokratlıktan ne anlaşıldığı çok
önemli.
Bu anlayış farkını özellikle tartışmalarda görüyoruz.
Kimi demokrasiyi kendi
fikrine itiraz edilmeme şartı gibi algılıyor. Bu nedenle tartışma kültürü açısından demokrat
olmayı başarabilmek çok zor.
Yansızlık tavrını benimsemek
ve doğruyu eğip bükmemek gibi rol modelleriyle zihinlere kazınan bir değer
olarak demokratlık eğitimi, ailede başladığı kadar toplum yaşamında ki
tutumlardan yaşama geçirilebildiği ölçüde gerçekleşiyor.
Başkasının düşüncesindeki
demokratlıkla uğraşırken kendi demokratlığını geliştirenler olduğu kadar geliştiremeyenler
de var. Onların çoğu kendini demokrat saydığı için kusuru başkalarında
arayanlar oluyor.
Bu duruma demokratik düzenimizin
bugünkü şartı olarak en az bir tane hükümet komiseri konumunda yandaş olmadan
gerçekleşmeyen ikili veya dörtlü TV tartışmalarında rastlanıyor.
İliştirilmiş demokratlık da
denebilecek olan bu tip programlar, farklı bakışların kendi vizyonunu göstermekten
öte tartışmacıların kendi fikirlerini ifadede kendilerine ne kadar izin
vermeleri gerektiğini de gösteren uygulamalarla ancak sürdürülüyor.
Bu şartlar altında bu durumun
farkında olan izleyicilerin de, neyin ne kadar söylenebildiğini hesaba katmaları gerekliliğiyle ayrı bir oto kontrol mekanizmasıyla var olabildikleri de biliniyor.
Bu şartlarda demokrasimizin en
önemli özgürlüğünün, tarafsızlık adına saçmalama özgürlüğü olarak biçimlenmesi,
kaçınılmaz oluyor.
Yerleşik değer ve kavramların devamlı
içinin dışına çıkarılması ve anlam kaymasına uğraması da, çağdaş anlayış olarak
nitelendirilip, demokrasi diye kabul ettirilmeye kalkılarak düzen sürdürülürken,
düşünen kafaların dışında bu gidişattan rahatsızlık duyan olup olmadığı
Gezi direnişinde ortaya çıkıverdi.
Birikmiş, içe atılmış
itirazların, ufak bir patlamadan alev topuna dönmesi, yöneticilerce, komplo
teorileri kılıfına sokulmaya çalışılsa da, herkes kendi itirazının gerçekliğini
yaşadığından çoğunluk için ikna edici olmadı.
Şimdi, tüm bu yaşananların içine
konup rafa kaldırılacağı bir sepet mi aranıyor yoksa, üstü örtülemeyen
gerçekler, gerçekten mi algılanıyor bilemiyoruz.
Demokrasi kılıfına sokulan
baskıların kimilerince önemli bir gelişme gibi görünmesi, öyle görmeyenlerin de
vatan hainliğinden, anti demokratlığa kadar geniş bir suçlama yelpazesiyle
savrulmaya çalışılması demokratlık seviyemizi ortaya çıkarıyor. Demokrasi buysa
demokrat olduk demektir.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder