27 Haziran 2013 Perşembe


Demokrat olmak kolay değil.

 

Ben demokratım demek demokrat olmak için yeterli değil. Demokrat olmak uzun bir süreçte geliştirilen bir kazanım olduğundan yeni başlayanlar için epey zor sınavlarla varılacak bir hedef.

Demokratlıktan ne anlaşıldığı çok önemli.
Bu anlayış farkını özellikle tartışmalarda görüyoruz. 

Kimi demokrasiyi kendi fikrine itiraz edilmeme şartı gibi algılıyor. Bu nedenle tartışma kültürü açısından demokrat olmayı başarabilmek çok zor.

Yansızlık tavrını benimsemek ve doğruyu eğip bükmemek gibi rol modelleriyle zihinlere kazınan bir değer olarak demokratlık eğitimi, ailede başladığı kadar toplum yaşamında ki tutumlardan yaşama geçirilebildiği ölçüde gerçekleşiyor.

Başkasının düşüncesindeki demokratlıkla uğraşırken kendi demokratlığını geliştirenler olduğu kadar geliştiremeyenler de var. Onların çoğu kendini demokrat saydığı için kusuru başkalarında arayanlar oluyor.

Bu duruma demokratik düzenimizin bugünkü şartı olarak en az bir tane hükümet komiseri konumunda yandaş olmadan gerçekleşmeyen ikili veya dörtlü TV tartışmalarında rastlanıyor.

İliştirilmiş demokratlık da denebilecek olan bu tip programlar, farklı bakışların kendi vizyonunu göstermekten öte tartışmacıların kendi fikirlerini ifadede kendilerine ne kadar izin vermeleri gerektiğini de gösteren uygulamalarla ancak sürdürülüyor.

Bu şartlar altında bu durumun farkında olan izleyicilerin de, neyin ne kadar söylenebildiğini hesaba katmaları gerekliliğiyle ayrı bir oto kontrol mekanizmasıyla var olabildikleri de biliniyor.

Bu şartlarda demokrasimizin en önemli özgürlüğünün, tarafsızlık adına saçmalama özgürlüğü olarak biçimlenmesi, kaçınılmaz oluyor.

Yerleşik değer ve kavramların devamlı içinin dışına çıkarılması ve anlam kaymasına uğraması da, çağdaş anlayış olarak nitelendirilip, demokrasi diye kabul ettirilmeye kalkılarak düzen sürdürülürken, düşünen kafaların dışında bu gidişattan rahatsızlık duyan olup olmadığı Gezi direnişinde ortaya çıkıverdi.

Birikmiş, içe atılmış itirazların, ufak bir patlamadan alev topuna dönmesi, yöneticilerce, komplo teorileri kılıfına sokulmaya çalışılsa da, herkes kendi itirazının gerçekliğini yaşadığından çoğunluk için ikna edici olmadı.

Şimdi, tüm bu yaşananların içine konup rafa kaldırılacağı bir sepet mi aranıyor yoksa, üstü örtülemeyen gerçekler, gerçekten mi algılanıyor bilemiyoruz.

Demokrasi kılıfına sokulan baskıların kimilerince önemli bir gelişme gibi görünmesi, öyle görmeyenlerin de vatan hainliğinden, anti demokratlığa kadar geniş bir suçlama yelpazesiyle savrulmaya çalışılması demokratlık seviyemizi ortaya çıkarıyor. Demokrasi buysa demokrat olduk demektir.

Sevgi Özkan  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder