KÖTÜ KOPYA ASLINI TEMSİL
EDEMEZ Kİ!
“Aslı”nın “taklit”inden doğan
yorum farkı karşı görüş olabilir mi?
İki ayrı yaşam tarzı
ortaklığı yaşansa da birbirinin karşıtı olmak için bu gruplara ihtiyaç yok.
Zira aynı gruptan olanlar da ki özünde ortak benimsemelere sahip olsalar da
birbirleriyle kavga ediyorlar. Bu çoğu kez fikirsel ayrılık değil, aynı fikri farklı
bilgilenmeye dayalı anlama ve anlamlandırma farkıyla gerçek doğru budur diye savunmaktan ileri geliyor. Bunda karşısındakinin ne dediğini
dinlememek anlamamak tavrının altında kavramsal mutabakat olmaması önemli rol oynuyor.
Çatışmaların çoğu, kavramların
farklı ifade edilmesinden doğuyor. Çatışmayı yaratan fikir ayrılığı değil aynı
fikrin farklı ifade edilmesinden doğması. Bunun en önemli belirtisi genellikle aynı
şeyi söyleyenlerin birbirleriyle kavga etmesi. Bu durum, farklı şeyler
söyleyenlerin aynı şeyleri söylemesi kadar doğruları tek taraflı
argümanlar üzerinden benimseme çabasıyla ilgili.
En önemli nokta ister aynı
fikirde, ister karşı fikirde olsun kimse kimsenin ne dediğini anlamıyor. Karşılıklı konuşurken
birbirlerini dinleyip anlayamayanlar gizli kayıtlar üzerinden birbirlerini dinleyip
anlamaya çalışmaları işin en trajikomik yanı.
Zıt fikirlerden doğduğu
sanılan çatışmaların çoğunda bir fikrin karşısına onun tersini söyleyerek çıkmayı
diyalog sanan bir tartışma kültürüne sahibiz.
Temel değerlerin taklidini temel
alarak benimseyenlerin aslını yok etme girişimini fikir karşıtlığı sandıran da
aslına karşı, taklidinin esas alınmasından oluşan zihinsel çarpıklık. Her iki taraf
yatay büyüme içinde birbirine karşıtlık üreterek var olunca, her ikisi yerine birini izlemek yoluyla diğerinin ne
olduğunu anlamak yetiyor.
Bu taraftarlık öbeklerinde
baskın olan, aslına karşı taklitçilik olunca aslın hükmü yerine taklidin yorumu da egemen oldurulabiliyor.
Kavramsal onay eksikliği, aynı kavramı farklı yorumlarla okumanın yanlışlığı kadar ortak değerlerin
yeniden üretimini önleyip taklidin aslın yerine inşa edilmesini ilerleme sanma
yanlışından birlikte mağdur olunuyor.Sevgi Özkan