5 Ağustos 2011 Cuma

"ÜÇ YÜZ", ÜÇ İNSAN


TV 8 de yenilerde seyretmeye başladığım ÜÇ YÜZ programında en çok Özlem Gürses'in değerlendirmelerini kendime paralel buluyorum.
Hepsi medya dünyasının çeşitli alanlarında varlık göstererek tanınan ve yaşama çok yönlü bakan bu üç kadının birlikteliği farklı dinleyici kitlesini ortak noktalarda buluşturuyor.
Henüz yeni izlemeğe başladığım için ilk izlenimlerime göre değerlendirmelerim şöyle::
İrdeledikleri konulara bana göre en yerinde sorgulamaları genellikle Özlem Gürses yapıyor

Vivet Kanetti Uluç da, konuları sanatçı duyarlılığı hissettiren değişik yanlarıyla ele alarak yorumlar yapıyor.

Ayşe Böhürler, genellikle karşı fikirlerin diğer yanlarını da hatırlatmak istiyor. "Ama"ları müdafaa gibi algılansa da aslında muhalif tutumda çok da serbest olamıyormuş hissini duyurması belki de seyredenlerin yargılarıyla ilgili.

Yüzünde devamlı var olan dikkat çekici mahzun ifade de bunu pekiştiriyor gibi.


Herkes farklı fikirleriyle çatışmadan ve samimiyetle birbirine karşı durabiliyor.
Ötekileştirmeden farklılıkların diğerini ötelemeden birlikte var olabilmeleri özellikle demokrasi kültürünün gelişmesi açısından önemli ve gerekli bir iletişim biçimi örnekliyor.

Kişiler devletler ve kültürler arasında kurulan küresel iletişim dünyasından, küresel demokrasiye bu yoldan varılacak diye düşünüyorum.

Bu anlamda böyle programların doğal ve islevsel bir rolleri oluyor. Takipçileri oldum bile.

Sevgi Özkan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder