10 Mart 2013 Pazar


Sosyal Bilimler Nasıl Zorlanıyor?

YÖRET’in 40. yıl seminerlerinin sonuncusunda konuşan Prof. FatoşErkman, bilimle uğraşan akademisyenler olarak biz Psikolojik Danışmanlar veya Psikologlar şu anda bazı konularda ne yapacağımızı bilemiyor, pek çok şeyi değerlendiremiyoruz diye samimi bir paylaşımla başladı konuşmasına.
Anlattıkları, bir kez daha pek çok sosyal bilim gibi PDR’nin de, sosyolojiyle nasıl flört ettiğini düşündürttüğü kadar bu disiplinin gittikçe daha temel bir disiplin haline geldiğini de gösteriyordu.
Sosyal bilimlerin birbiriyle tamamlanan yanları hanidir pekçok kişinin dikkat alanında olsa da, son yıllardaki bilişimsel gelişmeler bu birlikteliği bazı açılardan zorunlu hale getirmeye başladı. Bu konuda en önemli verilerin de sosyolojiye dayanması tesadüf değil bir zorunluluk haline geliyor.
Artık sosyolojik ve sosyal antropolojik verileri büyük çapta hesaba katmadan insana ait olguları değerlendirmenin mümkün olmadığı iyice algılanır oldu. Farklı toplumsal kültürlerin etkileşimleriyle oluşan davranışların belirleyici yanı günümüzde ağırlığını iyice duyurmaya başladı.

Pro. Erkman, Psikolog ve Psikolojik Danışmanların, kültürel farklılıkların yarattığı etkileşim paremetrelerinin dışında her kültürdeki insana ait değişmezleri bulmakta zorlandıklarını,belirsizlik ve bilinmezliklerle sonuçlanan bu etkileşimleri değerlendirmekte gittikçe yetersiz kalındığını açık yüreklilikle paylaştı.

Günümüzün şartlarıyla biçimlenen insana ait sorunlarda alanı gittikçe genişleyen bilişim ve etkileşimin, bir yandan kültürel farklılıkların önemini eskiye göre daha belirginleştirirken bir yandan da paradoksal biçimde dünya insanı olma yolunda törpülenip ortadan kalkacağına dair işaretler çoğalıyor.

Millet ve ümmet şemsiyelerini kapsayan kültürel ve kimliksel aidiyet ortaklıklarının bile kendi içinde üniform halde oluşmadığı bir dünyadan tüm aidiyetlerin tek bir potada erimesiyle hepsinden farksızlaşan bir gezegen insanı kültürüne doğru yol alındığınısöylemek fazla ileri gitmek sayılmamalı.

Özellikle insan davranışlarınıyapısal olarak değerlendiren disiplinlerin, hızlı değişen ve gelişen kültürel etkileşimlerle nasıl ortak bir sosyal kodlanmaya dönüşen algılar yarattığı hesaba katılmadan ilerlenemeyeceği ve felsefeden doğan bilimlerin gelinen yerde yine tek bir şemsiyede toplanacak ortaklıklara doğru ilerlediği çok açık.

Öte yandan insansız ama insan nitelikleriyle oluşan robotik gelişmelerin son vardığı nokta kimi öldüreceğine kendi karar verecek robot silahların oluşturulduğu haberi tüm umutları kırıyor.

İnsan eliyle geliştirilen pek çok ilerileme sonunda insanı kenara itip hatta ortadan kaldıracağı bir noktaya varma olasılığı gün be gün gerçekleşecek gibi görünüyor.
ABD nin bu tip filo ve tanklar geliştirmekte olduğu bilgisi propogandist bir gözdağı verme haberi değil, geleceğin nasılşekilleneceğine dair işaret olarak okunmalı.
Bu açıdan bakınca klasik insan türünden yeni insan türüne geçişte sosyal bilimler ne kadar olumlu ve insanın varlığını sürdürmesine yardımcı rol oynayacak? İşte bu soru, gün be gün her yönden hızla karmaşıklaşan dünyamızda acil önem kazanıyor.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder