7 Mart 2013 Perşembe


İki Padişahlı Toplum

 

Her şeye kendi imzamızı koymayı severiz. Yaptığımız şeyleri kendimiz kadar ve kendimiz gibi yapmaya kalkınca ve genel olarak standart dışılığa yatkınlığımızdan ortaya çıkan o kadar orijinal oluyor ki imza kaçınılmaz.

Toplumsal tarihimizin yıllardır yaşantımızı biçimleyen bunca iç içelikten sonra, iki mi daha çok sayıda mı halk diye bakmanın doğruluğu tartışılır. Zira pek çok halkın bir arada var olduğu bu topraklarda birbirini baskılayan sadece iki kitle değil kültürel olarak tek potada kaynaşan halklardan oluşan bir ülke halkı var demek daha doğru olur diye düşünenler çoğunlukta.

Başkanlık kavramından padişah yetkilerine sahip olmayı anlayanların veya tek bir kişinin kontroluyla tüm ülkenin mükemmel yönetileceğinden medet umanların bunca gelişmiş yönetim biçimlerini ne için görmezlikten geldikleri sorgulanmadan geçilemez. Ama biz tek gücün egemenliğini eleştirirken aynısını kendi gücümüzle uygulamayı kalmakta bir sakınca görmez hatta bunu ilericilik! bile sayarız
Kamuoyunu bu görüşe yatkın kılacak girişimlerle böyle bir sisteme geçilmesi gerçekleşirse
Dünyaya fark atacağımız kesin de kendimize ne kadar fark attığımız tartışılır.

Mehter marşınla sembolize olan iki ileri bir geri  tempolu genetiğimizi yansıtan gelişim yürüyüşümüz gangnam style kadar çağın ritmini yansıtmasa da, dünya çapında bir müzikal tempoya dönüşebilir. Üstelik bu kadar ünlü olan özelliğimizle övünmeye bile kalkabiliriz.  

Şu anda can evinden vuruşlarla tüm ülkeyi yaralayan hak temelli halk savaşlarının sona ermesi, başkanlık sistemi şartıyla pazarlanınca ortaya neler çıkacağı da şimdiden belli.

Şu anda ufukta görünen ve iki halkın birer başkanı olacağı izlenimi veren gelişmelerle Başkanlık sistemine geçilirse, bize özgü diye sunulan bu sisteme getireceğimiz yenilik de başkan ve parlamento gibi kontorllu oluşum yerine olsa olsa İki padişahlı(!)başkanlık sistemi olacaktır herhalde.

İşin en karışık olan yanı ise, her halk kendi padişahından mı sorumlu olacaktır yoksa her padişah kendi halkından mı işte burası belirsiz.
Sevgi Özkan

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder