18 Mayıs 2013 Cumartesi

Unutmayanlar unutanlara hatırlatmalı. Cumhuriyet'ten Nilgün Cerrahouğlu da Swabodoyu hatırlatmış. Sağolsun. 
Sevgi Özkan

 

'Yetmez ama Evet'çi Swoboda'dan Son Ayar

Swoboda’nın Kılıçdaroğlu’na yaptığı terbiyesizliğe şaşırmadım.
Onun hangi tıynette bir adam olduğunu 12 Eylül referandumunda anlamıştık.
Avrupa Parlamentosu’nun o dönem Sosyalist Grup Başkanvekili olan Bay Swoboda, “yetmez ama evetçi” AKP yandaşları kervanına katılmış ve Türkiye’deki kampanyaya açık biçimde taraf olarak, seçmenlerden “evet oyu” talep etmişti…
Bununla yetinmemiş, CHP’ye “AP’nin sosyal demokratları adına” ilk ayarını vermeye kalkmış; (Avrupa Parlamentosu) sosyal demokratları olarak biz bu paketi destekliyoruz! CHP de sosyal demokratsa referandumda eveti desteklemeli!” demişti
Bunun üzerine CHP Brüksel Temsilciliği, AP’nin sosyalist grup üyelerine, “Bu paketin ne anlama geldiğinden sizin haberiniz var mı? Yoksa… biz size anlatalım” mealli bir mektup göndermişti.

Geçmişin kuyruk acısı

AKP yandaşlarınca Avrupa kulislerinde sürekli “çağdışı” diye takdim edilen CHP’den bu atik tetik iletişim atağını beklemeyen Swoboda, bunun üzerine kontrpiyede kalmış, kalesinde gol yemişti.
Çünkü CHP Brüksel bürosunun Avrupa parlamenterlerine gönderdiği mektup sayesinde sosyalist vekillerin Swoboda’nın kendi adlarına CHP’ye verdikleri ayardan tamamen “habersiz oldukları” ortaya çıkmıştı.
“Böyle bir açıklamayı, sen bize sormadan nasıl yaptın?” diye hesap soran “sosyalist mevkidaşları” karşısında, Swoboda müşkül durumda kalmış; o dönemde Martin Schulz’dan boşalmakta olan “Grup Başkanlığı” koltuğunu bu yüzden kaybetmek riski ile karşılaşmıştı.
Swoboda’nın (AKP yanlısı) fikirlerini beyan ederken ezcümle bunları “sosyalist grup” adına dayatması çünkü arkadaşları arasında “rahatsızlık” yaratmıştı. Bugün bunu AKP referandumunda yapanın, başka bir konuda yarın benzeri oyunlara başvurmayacağının garantisi var mıydı?
Bu, her şeyden önce önemli bir ilke sorunuydu…
Kaldı ki CHP’nin yanında olan bazı vekiller de, “grup” adına; “desteklerinin” tamamıyla ters yönde kullanılması ve manipüle edilmesine açıkça içerlemişlerdi.
Brüksel koridorlarını tanıyanlar bu yüzden o dönemde Swoboda ile AP çatısındaki sosyalist/sosyal demokrat parlamentler arasında büyük bir kavga koptuğunu söylüyorlar.
Kuşkuya yer vermeyecek bir AKP destekçisi olan Swoboda’nın bu nedenlerden ötürü CHP ile geçmişten gelen açık bir hesabı var…

Swoboda bunu hep yapıyor

Geçmişte kalan bu olayın bize öğrettiği tek şey yalnız bir kan davasıyla sınırlı değil…
Swoboda’nın kişisel acendasını sürekli olarak “başkaları adına pazarlama” huyu, kronik özellik gösteriyor. Avrupa Parlamentosu’nun Sosyalist Grup Başkanı, referandumda sergilediği bu çapsız oyundan hiç vazgeçmiyor.
Dün… Avrupa solu adına hiç aslı astarı olmayan biçimde beyan ettiği AKP destekçiliğini, bugün güya gene Avrupa Parlementosu’nun tüm sosyalist temsilcileri adına Kılıçdaroğlu’na bir kez daha “had bildirmek saikiyle” sürdürüyor.
Sosyalist grupta Kılıçdaroğlu’na halbuki bir ortak “boy ölçüsü vermek” saplantısı yok.
Bilakis…
Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu’nda Sosyalistler ve Demokratlar paneline hitap eden Kılıçdaroğlu’nun konuşması -Brükselli kaynakların aktardıklarına göre!- ziyadesiyle beğenilmiş ve ısrarla alkışlanmış.
Basın toplantısında arkadan Kılıçdaroğlu’nun “demokrasi karşıtlığı” kıstasında kurduğu bir Erdoğan-Esad benzetmesi nedeniyle çıkan skandaldan, çoğu sosyalistin haberi dahi olmamış.

İç tüketimi hedefleyen skandal

Brüksel’den bir gözlemci; “Sosyalist parlamenterlerin web sitesine girin bakın!” diyor:
“Konu hakkında herhangi bir açıklama yok. Avrupa parlamentosu vekillerinin çünkü meseleden hiç haberleri yok. Swoboda bunu adet edindi. Kişisel görüşlerini, her seferinde sosyalist grup adına konuşuyormuş gibi serdediyor ancak bu gerçeğe tekabül etmiyor. Hannes Swoboda’nın fitillediği tartışma sadece Türk medyasına malzeme sağlıyor ve yalnızca iç politika boyutunda, iç tüketimi hedef alıyor.”
Swoboda başka deyişle, Avrupa sosyalistlerinin gündeminde olmayan bir konuyu, kişisel özel hesaplarıyla, gündem konusu haline getirmiş durumda.
O kişisel hesaplar tam olarak ne? Bilmiyoruz.
Bilinen şey; Avrupa Parlamentosu sosyalist grup başkanının, kamuoyunda tırmandırdığı tartışmanın, Brükselli gözlemciler tarafından yadırganması:
“Swoboda, Kılıçdaroğlu’nun ifadeleriyle hemfikir olmayabilir. Bu fikirlere karşı çıkabilir ancak bu ayrılıklar yüz yüze konuşulur. Aynı siyasi aileden olup da bir siyasi lidere böyle açıktan had bildirmeye kalkışmak, görülmüş şey değil. Çok ayıp ve çok garip!” deniyor.
“İfade özgürlüğüyle değil, bu saygıyla ilgili bir durumdur!” diyerek şimdi kendisini savunmaya çalışan Swoboda gerçekte saygıdan bahsedecek son insan.

18 Mayıs 2013 - Cumhuriyet

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder