9 Mayıs 2013 Perşembe


BİZSİZ DE OLABİLİRLER, YA BİZ?

 

AB’nin bizim için anlamı, AB’nin kurucu ve katılımcılarınkiyle aynı şeyi ifade etmiyor.
Daha doğrusu, AB içindeki devletlerin AB’ye yönelik eleştirileri ile bizim ki aynı değil.

Toplumumuzca AB’nin bizi küçümsediği ve zorluk çıkardığı gerekçeleriyle biçimlenen eleştiriler, AB nin kendi içinden AB ye yöneltilen eleştiriler oldukça farklı.

Son olarak AB deki ekonomik kriz karşısında katılımcı ülkelerin birliğe yönelik eleştirileri arttıkça biz de görece kendi ekonomik durumumuzla övünüp, onları bize muhtaç hale geleceği gibi değerlendirmeleri benimseyenler artıyor.

Avrupalı olma idealimiz ise  temel yöneliş olarak henüz terk edilmiş olmadığı için ne kadar kızılsa da Avrupa’ya katılmış bir Türkiye’nin, dünya gözündeki değerinin arttığı da bir iç kabul olarak sürüyor.

“Eşitsiz eşit görme”nin bizdeki algısı ve yansıması, “kim kimi istiyor “flörtizminden, “kim kime mecbur”, kapalı restleşmesine dönüşürken aynı zamanda Avrupa krizinin aslında bizim için bir katılım şansı yarattığı da algılanmaya başlıyor.

Ya “bize boyun eğilir” ya da “ilişkileri keseriz” türü, imparatorluk geçmişine dayalı böbürlenmelerimizin yerini, uluslararası ilişkilerin günümüze uygun rasyonalitesine bırakan değerlendirmeler de henüz kabul edilebilir ve önemli bir seçenek oluşturuyor.

Yani bir ayağı doğuda, bir ayağı batıda olmaya alışmış toplumun, hangi ayağını öbürünün yanına çekeceğinin de henüz sonuçlanmadığını görmek, şimdilik umut verici olsa da, AB dağılırsa, ortak idealimize giden yol kapanacağı için onlardan çok,  bizim zarar göreceğimizin iyi algılanması gerekir.

Batı “Yeni Batı” başlığına dönüşen temel bir kültür olarak şöyle veya böyle devam ederken biz ekonomik krizden kurtulduğunu sanan ve batılılaşma isteğimiz doğululaşma krizine döner. Böylece sıradan bir ortadoğu ülkesine dönüşebiliriz ki bunun ne demek olduğunu da sınırlarımızdan öteye bakarak görebiliriz.

Özetle Çin Maçin büyüse de, dünya, batılı olmayı kültürel anlamda hala üstün kılacak bir yönde gelişiyor. İlişkilere asıl bu yönden bakmalı.
Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder