21 Mayıs 2013 Salı


Onlar da, Bu Yurdun Bibloları.

 
Göğüs üzerinde kavuşturulmuş kollar, genellikle öğrenmeye hazır olma ile hesap sorma veya bildikleri üzerinden meydan okuma arasında bir etki yaratır ya, ben de Mısır’ın Firavun bekçileri imgesine uyan minik figürden böyle bir izlenim alıyorum.
İsmini Abidin koydum.

Bu ismi uygun görme nedenim anlam değil, görüntüsüne denk düşen fonetik bir uyum.

Dahası, mutfağımın giriş ve çıkışta en dikkat kesici yerine koyarak göz önümde bulunmasına ve beni göz hapsinde tutmasına izin verdim.
Hayır, pişman değilim. Ama onun sorularına yakalanmadan mutfağa girip çıkamaz oldum.
Önünde durduğu, kulplu fincanlığın yatay parmaklıkları da, sadece firavun bekçisi görüntüsü yaratmayıp benim de ona laf atmama yol açıyor. Cevaplar da benden tabii.

Onun onayını aldığımı sanmak bana yetiyor.

Sahip olduğum Şaziye isimli diğer sevimli minik keçi figürünü de onun yanına getirdim.

Böylece ikisiyle ayrı ayrı konuşmaktan da kurtulmuş oldum. Artık kim anlarsa öbürüne anlatıyor. Bazen kendi aralarında tartışıp başımı şişirdikleri de oluyor.

Şaziye inatçı ve ısrarlı, Abidin de, duruşunu bozmayan bir direniş içinde.

Bana sormadan tartışmaları iyi. Çünkü sorularıyla baş etmem mümkün değil.

Bütün gün fondaki siyasi haber ve tartışmalardan etkileniyorlar haliyle.

Ne üstlerine vazife denilemez, onlar da bu yurdun bibloları.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder