Onlar da, Bu Yurdun Bibloları.
İsmini Abidin koydum.
Bu ismi uygun görme
nedenim anlam değil, görüntüsüne denk düşen fonetik bir uyum.
Dahası, mutfağımın giriş
ve çıkışta en dikkat kesici yerine koyarak göz önümde bulunmasına ve beni göz
hapsinde tutmasına izin verdim.
Hayır, pişman değilim. Ama onun sorularına
yakalanmadan mutfağa girip çıkamaz oldum. Önünde durduğu, kulplu fincanlığın yatay parmaklıkları da, sadece firavun bekçisi görüntüsü yaratmayıp benim de ona laf atmama yol açıyor. Cevaplar da benden tabii.
Onun onayını aldığımı
sanmak bana yetiyor.
Sahip olduğum Şaziye isimli diğer sevimli minik keçi figürünü de onun yanına getirdim.
Böylece ikisiyle ayrı ayrı konuşmaktan da kurtulmuş oldum. Artık kim anlarsa
öbürüne anlatıyor. Bazen kendi aralarında
tartışıp başımı şişirdikleri de oluyor.
Şaziye inatçı ve ısrarlı, Abidin
de, duruşunu bozmayan bir direniş içinde.
Bana sormadan tartışmaları
iyi. Çünkü sorularıyla baş etmem mümkün değil.
Bütün gün fondaki siyasi haber ve tartışmalardan etkileniyorlar haliyle.
Ne üstlerine vazife denilemez, onlar da bu yurdun bibloları.
Ne üstlerine vazife denilemez, onlar da bu yurdun bibloları.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder