16 Aralık 2012 Pazar


Kıyamet Umudu!

 

Günün gerçeklerini kavrayamayanlar, geçmişin eski metinlerden kehanet üreterek anlamaya çalışıyorlar.

Bunların başında “Kıyamet” kaygısı geliyor ve nasıl bir kaygıysa dört gözle bekleniyor.

Bir çeşit, “bu dünya artık baş edilemez oldu, kıyamet kopsun kurtulalım” vizesi alınmış gibi.

Çevre felaketleri, yüreği ağza getiren uluslararası itiş kakışlar, digital çağın henüz içselleştirilemeden değişen gelişimlerinin yarattığı hiçbir şeye yetişememe duygusu, bireysel açmazları noktalayan ölme ve öldürme salgınları, kafa ve yürek karıştırıcısı olarak kaderlerimizi çizmeye devam ediyor.

Kıyamet gibi toplu yok oluş beklentisinin bu kadar yükselmesi, artık her bakımdan güvenli bir yer kalmadığı hissine kapılan Gezegen ahalisinde günden güne artan kapana sıkışmışlık korkusunun, insanlara kıyameti kabul ettirmesi de denilebilir.

Ama asıl kıyamet, bu finalin yaşanmayacağının anlaşılacağı 22 Aralıkta kopacağa benziyor.

Kurtuluşu, karamsarlık üzerinden umutlanmakta arayan dünyalılar, bundan sonra teselliyi nerede bulacaklar?

Sakın, bir dünya savaşı kıyametiyle yetinmeye kalkmasınlar.

Bir gecede yaşanıp bitmeyen gerçek kıyamet işte o zaman oluşur. Aman ha!

Kendimizi başka bir takvim bulmalıyız.
 

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder