Kıyamet Umudu!
Günün gerçeklerini kavrayamayanlar,
geçmişin eski metinlerden kehanet üreterek anlamaya çalışıyorlar.
Bunların başında “Kıyamet”
kaygısı geliyor ve nasıl bir kaygıysa dört gözle bekleniyor.
Bir çeşit, “bu dünya artık baş
edilemez oldu, kıyamet kopsun kurtulalım” vizesi alınmış gibi.
Çevre felaketleri, yüreği ağza
getiren uluslararası itiş kakışlar, digital çağın henüz içselleştirilemeden
değişen gelişimlerinin yarattığı hiçbir şeye yetişememe duygusu, bireysel
açmazları noktalayan ölme ve öldürme salgınları, kafa ve yürek karıştırıcısı
olarak kaderlerimizi çizmeye devam ediyor.
Kıyamet gibi toplu yok oluş beklentisinin
bu kadar yükselmesi, artık her bakımdan güvenli bir yer kalmadığı hissine
kapılan Gezegen ahalisinde günden güne artan kapana sıkışmışlık korkusunun, insanlara
kıyameti kabul ettirmesi de denilebilir.
Ama asıl kıyamet, bu finalin
yaşanmayacağının anlaşılacağı 22 Aralıkta kopacağa benziyor.
Kurtuluşu, karamsarlık üzerinden
umutlanmakta arayan dünyalılar, bundan sonra teselliyi nerede bulacaklar?
Sakın, bir dünya savaşı
kıyametiyle yetinmeye kalkmasınlar.
Bir gecede yaşanıp bitmeyen gerçek
kıyamet işte o zaman oluşur. Aman ha!
Kendimizi başka bir takvim
bulmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder