Dünya Ahalisinin Bozulan Gerçeklik Algısı.
Newyork Metrosunda kavgada rakibinin itmesiyle raylara düşen
adamın kurtulmak için perona çıkma çabasının anlık görüntüsü medyada bir fotoğraf
karesi olarak yer aldı.
Olaya görenlerin yaklaşmakta olan trene rağmen oldukları yerde
donup kalarak adama yardıma koşmamaları, birinin de fotoğraf çekmeyi seçmesi, günümüz
insanlarında felaket ve tehlike algılarının geldiği son durumu iyi yansıtıyor.
Fotoğrafı çeken gazeteciye neden adamı kurtarmaya koşmayıp fotoğrafladığı
sorulunca sanki başka şey yapılamazmış gibi ben flaşımın ışığıyla treni
durdurmaya çalıştım diye kendini savunması bile ürkütücü.
Yıllar önce Peter Seller’sin oynadığı bir filmdeki sahneyi akla
getiriyor. Uzaktan kumanda aletinin çıkmasıyla sanal alemde seyredileni oturduğu
yerden yönetme denemeleri ve bu tür değişimlerin çeşitli yansımalarını konu alan
bu film, bozulmaya başlayan gerçeklik algısını çok etkili biçimde yansıtıyordu.
Dünya ile ilişkisini devamlı tv izleyerek kuran, elindeki
kumandayla olayları durduran adamın gerçek
yaşamda üstüne gelen iki saldırganı kumanda aletiyle zaplayarak durdurmaya kalkması
çok çarpıcı bir kare olarak bugünleri işaretliyordu.
Çok yönlü iletişim gelişmeleriyle sanal ile gerçek algısının
iyice karıştığı günümüz insanı da, her olayı tv haberi veya filmi gibi algılamaya,
müdahale etme seçeneğini unutan bir aymazlığa sürükleniyor gibi.
Sanal etkileşimin her alanında görülen savaşları, felaketleri,
kurgu veya gerçek tüm olup bitenlerin pasif seyircilerine dönen dünya ahalisi, artık
kendinin yer almadığı hiçbir filme seyretmekten öte karışmıyor, empati bile yapmıyor
meyer ki, içinde kendisi olmasın.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder