8 Aralık 2012 Cumartesi


Dünya Ahalisinin Bozulan Gerçeklik Algısı.

 

Newyork Metrosunda kavgada rakibinin itmesiyle raylara düşen adamın kurtulmak için perona çıkma çabasının anlık görüntüsü medyada bir fotoğraf karesi olarak yer aldı.

Olaya görenlerin yaklaşmakta olan trene rağmen oldukları yerde donup kalarak adama yardıma koşmamaları, birinin de fotoğraf çekmeyi seçmesi, günümüz insanlarında felaket ve tehlike algılarının geldiği son durumu iyi yansıtıyor.

Fotoğrafı çeken gazeteciye neden adamı kurtarmaya koşmayıp fotoğrafladığı sorulunca sanki başka şey yapılamazmış gibi ben flaşımın ışığıyla treni durdurmaya çalıştım diye kendini savunması bile ürkütücü.

Yıllar önce Peter Seller’sin oynadığı bir filmdeki sahneyi akla getiriyor. Uzaktan kumanda aletinin çıkmasıyla sanal alemde seyredileni oturduğu yerden yönetme denemeleri ve bu tür değişimlerin çeşitli yansımalarını konu alan bu film, bozulmaya başlayan gerçeklik algısını çok etkili biçimde yansıtıyordu.

Dünya ile ilişkisini devamlı tv izleyerek kuran, elindeki kumandayla olayları durduran  adamın gerçek yaşamda üstüne gelen iki saldırganı kumanda aletiyle zaplayarak durdurmaya kalkması çok çarpıcı bir kare olarak bugünleri işaretliyordu.

Çok yönlü iletişim gelişmeleriyle sanal ile gerçek algısının iyice karıştığı günümüz insanı da, her olayı tv haberi veya filmi gibi algılamaya, müdahale etme seçeneğini unutan bir aymazlığa sürükleniyor gibi.

Sanal etkileşimin her alanında görülen savaşları, felaketleri, kurgu veya gerçek tüm olup bitenlerin pasif seyircilerine dönen dünya ahalisi, artık kendinin yer almadığı hiçbir filme seyretmekten öte karışmıyor, empati bile yapmıyor meyer ki, içinde kendisi olmasın.
 
Sevgi Özkan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder