9 Mart 2012 Cuma

DAYAKLI, CİNAYETLİ KADIN ERKEK İLİŞKİLERİNİN ÖNEMLİ SORULARI?



Bugün 9 Mart.

Dün kadına şiddeti önleme bilinci ne kadar yükseltildi bilemesek de, algı ortalaması hesaba katılınca ne yapılsa kardır.

Erkek egemenliğiyle oluşan genel yargıların da ürünü olan kadına şiddet yasası çıkarmak yetmese de, önemli bir aşama sayılabilir.

Esas önemli olan bu sorunlara yol açan etkenlere çok yönlü bakabilmeli.

Bu sorun tüm dünyanın problemi olsa da bu sorunların toplumumuzdaki algılanma biçimleri üstünde durulacak noktalar içeriyor.

Kadın dövmeyi erkekliğin ispatı sananlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için ne düşünüyorlardır acaba?

Anasının elini öpen aynı adamın, karısı ve kızına bir vuruşta duvarı öptürmesi nasıl mümkün oluyor?
Erkek gözünde “dövülesi kadın” hangi kategoriye girer?
Dizini dövmemek için kızını dövmeyi şart sayan anlayışın genetik kodlanmasıyla büyüyen erkeklerin çoğunlukta olduğu bir toplumdaki kadınları, dayak ve öldürme gibi şiddetten sadece yasal düzenlemelerle kurtarmak mümkün mü?

Oğullarının ellerini öpmesini bekleyen analar, gelinlerinin dövülmesine oh olsun deyince, dövmenin mi, dövülmenin mi kıymetini bilmiş oluyor?

Sevgi ve kıskançlık duygusunun ispatı öldürmeyse, nefretin ispatı ne olabilir?

Hergün hırpaladıkları kadına yılın bir günü çiçek uzatanlar, bir daha el kaldırmazlar mı yoksa bedelini ödediğini düşünerek dövmeye devam mı ederler?

Dövülen kadınlar, öldürülmeye göre daha tercih edilebilir göründüğü için mi, “erkek bu döver de, sever de” değerlendirilmelerine sığınarak uzatılan çiçeği alıp, ilişkilerine yeni bir kredi açmak zorunda kalırlar?
“erkek dediğin böyle yapar ” örneklemesiyle güç kodlayan ana ve babaların, kadınlarla ilişkisinde canavarlaşma sürecine giren oğullarına nasıl bir altyapı sunduklarının farkında mıdırlar?
Kadın/erkek ilişkisinde kadını insan olarak özgürlüğünü kavrayamayan ve gelişen iletişim olanaklarıyla ilişkilerini anlamlandırma açmazına düşen erkekler eşlerine gelen her mesajla aldatıldıklarını düşünmekten kurtulabilirler mi?
Buralardan beslenen kadın ve sevgililik algısına bağlı cehaletlerin bir çığlığı olarak gelişen kadın cinayetlerini sadece cezalandırmakla önlemek mümkün mü?

8 Mart mesajlarıyla yetinilemeyecek kadar büyük olan bu sorunu önleyebilmek için önce doğru anlayabilmek bunun için de bu olaylara pek çok etkenin yanında bu açılardan da bakmak gerek.
Sevgi Özkan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder