Renk Körlüğü böyle
olmalı
Farklı zihinsel kodlanmaların medeni savaşı mı demeli? Karar
vermek güç.
Çünkü eldeki verilerle varılacak sonuçlar farklı olmamalı.
Oluyorsa bir yanı görülmüyor veya görülemiyor demektir.
Renk körlüğü gibi bir şey söz konusu.
Ayşenur Aslan’in medya
mahallesi programı İki kişiyle sunulalı farklı algılama ve
değerlendirmelerle dinleyenlere sabır talimi yapma fırsatı sağlıyor.
Bugün karşı cephe genişleyerek Alif Beki’nin yanına kendi
doğrusuna her halükarda üstün tutan Mustafa Karaalioğlu’ nun da katılımı seyredenlere
sabırdan öte bir noktayı işaretledi.
Ergenakon diye sunulanlar konusunda ortaya konan
tutarsızlıkları kabul edip sonuca inkar etmemek yeşil rengin göz göre
göre yeşil olmadığını veya kırmızının aslında kırmızı olmadığını kabul edemeyenlerin
o rengi bilmeyen renk körlüğüne sahip olanların durumunu anımsattı.
Bu tür gerçekleri görememe olgusunda yapacak bir şey
olmadığını biliyoruz.
Kendi mantık kurgusundaki öncüllerin sahteliği ortaya
çıktığı ve bunun inkarının mümkün olmadığı anlaşılıp saptansa, kuşku yarattığı bilinse
de, altında hala var sandıkları şeylerin olduğunu iddaa etme cesareti göstermek,
var olan rengi başka türlü göremeyenlerin durumundan başka neyle izah
edilebilir ki?
Zira, gerçeklerin çok yönlü doğrular bütünü olmasıyla bu durum farklı
Kendi haklılığını kristalize ederken açıkça görünen
yanlışları es geçmekte sakınca görmeme durumu böyle adanılmış duygusal “doğru”larla
mümkün oluyor.
Burada adanılan şeyin kendisi değil kristalize edilen ve var
sayılan hali geçerli.
Bu arada gerçekler
Ayşenur Arslan’ın sakinliğini koruma becerisi, şahsen bana
önemli bir örnek oluyor. Duygusal tepkilerle, fikirsel tepkilerin karıştırılmaması
konusunda staj yapmış oluyorum.
Kendisini daha çok takdir ediyorum.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder