4 Kasım 2012 Pazar

 
Bu da 2009 da yazdığım Kültür Çevirmenliği yazısı.
ORTAK DEĞERLERİN KÜLTÜREL ÇEVİRMENLİĞİ ÜZERİNE
Farklı anlamlandırmalara sahip tarafların, aynı konuyu ortak
noktalar üzerinde tartışması sağlandığında, taraflar kendilerini haklı bulmaya devam ediyorlar. Yani kimse karşı tarafın gözüyle bakmayı gerçekleştirmiyor.
Bu da beklenen uzlaşma olasılığını ortadan kaldırıyor.
Yıllardır: insan hakkı, adalet, hak, hukuk, gibi insanlığın ortak kavramları üzerinden sergilenen ve sorgulanan davranışlarda rastlanan tablo çoğunlukla bu.
Kutsalları da farklı kültürlerde, tarafların birbirinin kutsalına yönelik girişimleri de farklı biçimlerde şekilleniyor.
Bu gerçek ortadayken sanki aynı şeyi söylemiyorlarmış gibi birbirleriyle kavgaya tutuşanların göremedikleri bu.
Ortak kavramların üzerinde mutabakat sağlamak gerekliliğini de yine bu çatışmalar ortaya çıkarıyor ki aslında “demokrasi” kavramının ortak algılama açısından test edildiği nokta da bu.
Daha önce Danimarkadan başlayan ve müslümanlarla, bazı batılıları karşı karşıya getiren karikatür krizinde yaşanan kutsallara saygı-Fikir özgürlüğü kavgası, İsviçrede yapılan Minare referandumuyla tekrar ortaya çıkacak hissi veriyor. Herkes böyle bir cepheleşme korkusunu dile getirir oldu.
Bugünün dünden farkı, artık her iki taraftaki akil kafaların bu tip çatışmaları demokratik insan hakkı açısından değerlendirme noktasında birleşmeleri.
Ama ne yazık ki bu noktaya her toplum veya her birey aynı anda gelmediği için durumu farklı algılayıp düşmanlık kategorisinde değerlendirenler, kendi algılarının savaşcılarını ve savaş alanları genişletmeye çalışıyor.
Öte yandan her olgu gibi çok yönlü gerçeklere dayanan bu gibi oluşumlar, kendini öteki üzerinden var edenlere bol bol malzeme de çıkarıp, cephe genişlemesine katkı sağlıyor.
Şimdi akil kafaların en önemli işi: olan bitenin ne olduğundan çok nasıl algılanabileceğini hesaba katan açıklamalar yapmak oluyor.
İnsanlığın ortak tartışmalardan doğru sonuçlar üretebilmeleri için
taraflara kendi kültürleri açısından durumu açıklayarak ortak kavramlarda buluşulmasını sağlayacak kültür çevirmenlerine ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Bu anlatının en etkili alanı da Medya olabileceğnden bu durumların taraflara doğru algılatılmasını sağlamak da yine Medya organlarına düşüyor.
Hırant Dink öldürüldüğünde kitlelerin ortak protesto sloganı olan “Hepimiz Ermeniyiz” sözünü o gün doğru algılamayanlar, bugün İsviçrede Minare yasağına tepki için Hepimiz Müslümanız biçiminde gösterilen ortak duruşa ne diyorlar acaba.
Bugünü doğru okuyabilirlerse işte o zaman nesnellik anlamındaki tarafsızlığın, hiçbir tarafı tutmamak değil, tuttuğu tarafın hatasına karşı çıkmak olduğunu anlamış olarak toplu çatışmaların önlenmesine katkı sağlayacaklar.
Bu tip olaylar da, gittikce birarada yaşamaya şu veya bu biçimde mahkum olan farklı kültürlerin, ortak kavramlarda birleşmesini sağlaması yönünden önemli olmaya başlıyor.
Sevgi Özkan

1 yorum:

  1. 21 Temmuz 2016 Perşembe
    DEĞERLİ TÜRK MİLLETİ KIBRIS HARAKATINDA YAŞADIĞIM BİR OLAYI SİZE ANLATACAĞIM.
    Bizler 20/07/1974 yılında Anfibi kuvveti olarak adaya çıktık bize verilen emir silahlı bir mukavemet olmadıkça silah kullanmayın sivillere zarar vermeyin diye talimat verilmişti ve biz o emre harfiyen uymuştuk
    bizler elinde silah olmayan rumlara ala silah çekmedik şehitler vermemize rağmen siviller ölmesindiye
    azimi dikkati gösterdik çünki biz Türk askeri idik ve Atatürkün subayları erleri idik.ve kıbrısta silahsız hiçbir
    sivile silah doğrulmadık ben Türk ordusunun bir subayı olmaktan Atatürk ün harbiyelisi olarak hep gurur duydum şimdi ülkemde yaşanaları gördükçe bu şerefsizler bizim başımızı öne eğdirdiler Türk askerini Atatürk
    ün askerine katliamcı damgasını vurdular bunlar asker olamaz en kötü iktidar eniyi darbeciden daha iyi,dir
    halbuki bu darbe girişimini gene asil Türk milletinin evladı olan Atatürk ün askeri olan askerlerimiz önlemiştir
    bu darbeyi önleyen Türk silahlı kuvvetleridir hiçbir kuvvet bu vatan hainlerine katılmamış destek vermemiştir
    artık zaman ülkemizde birlik ve beraberlik zamanıdır birliğimizi beraberliğimizi korumak askerimizi sevmek
    zorundayız bu ordudan başka ordumuz yok

    Gönderen argeturanpartisi@gmail.com zaman: 03:12

    YanıtlaSil