15 Ocak 2012 Pazar

YARIŞMA PROGRAMLARI.

Televizyon kanallarında çoğalmaya başlayan ödüllü “Bilgi" (!)ve "Yetenek"(!) Yarışmaları, herşeyden önce içerik ve katılımcı profilleri açısından toplumsal  veriler sunuyorlar.

Özellikle bilgi yarışmalarının katılımcıları arasında profesörlerden ev hanımlarına kadar bilgiyle alışverişi olan veya olduğunu sanan pek çok yarışmacı eşit biçimde yarışıyorlar.

Soruların soruluş biçimi ve şıklar üzerinden akıl yürütme dikkatinin gerekliliği söz konusu olsa da, katılımcıların bilgiyle ilişkileri genellikle ansiklopedik bilgi üzerinden değerlendiriliyor.

Düşündürücü sorularda tökezleyenlerin bazılarının, eğitim seviyesi yüksek ve bilgisel donanımı payelenmiş kişiler olması, bilmek ve düşünmek arasındaki ayrım kadar, sadece kuru bilgi donanımıyla, düşünme yeteneğinin gelişmediğini   de gösteriyor.

Ayrıca bilme konusunda, “çok bilen, çok yanılır.” tezini de ispatlayan bu katılımcıların başarısızlıkları şanssızlıkla teselli edilirken, insan beyninin düğmeye basılan robotlarınkinden farkını da göstermiş oluyor.

Genellikle çevrelerindeki daha az bilenlerce çok bilgili ilan edilerek yarışmaya katılanlar, bir de isabetli atışlarla ödül kazanınca, çevrelerine çok bilen damgasıyla taltiflenerek dönüyorlar.

Hiç bilmedikleri veya az bildikleri konularda fikir yürütme cömertliği göstererek, seyredenleri çileden çıkaranlar da başarılı olunca kendi çevrelerine önemli bir başarı belgesiyle dönmekle kalmayıp emsallerine yarışmaya katılma motivasyonu da sağlıyorlar.

Özellikle gençlerden, bilmediğini bilmemenin pervasızlığıyla, şıklar üzerinden akıl yürütüp bir çeşit kumar oynayarak para kazananlar, amaca ulaşmak için bilmek mi düşünmek mi önemli sorusuna bilmeden parmak basıyorlar.

İfadelerinden yarışmaya katılım amacında en önemli etkenin maddi ödül olduğu anlaşılan katılımcılar, geçmiş dönemlere göre edinilmiş bilginin artık daha fazla para ettiğinin kabullenildiğini de göstermiş oluyorlar.

Uzun süre devam eden yarışmaları seyrederek büyüyüp oyunu kuralına göre oynayan ve gereken bilgilenmeye sahip katılımcıların başarılı olabilmeleri, yarışmaların olumlu toplumsal etkisini gösteriyor.

Hem bilen, hem düşünen hem de yarışmada başarılı olanlar, sayıları az da olsa gerçek takdiri hak etmiş yarışmacılar önemli bir olumlu örnek oluyorlar.

Yetenek ve beceriler üzerinden ödül dağıtan yarışmalar da, bireylerin yetenek ve maharetleri açısından motive edici olsa da, yaratıcılıktan çok taklit performanslarının marifet sayılması, tuplumsal algıda yetenek kavramının anlamlandırmasındaki yetersizliği işaretliyor.

Bütün bu programlar, bazı olumsuzluk etkilemelerin yanı sıra, bilgiye yönelim biçimine dikkat çekmsi, sosyalleşme ve toplumsal terbiyenin yerleşmesinde işlevsel olarak tarışma kültürünü geliştirdiğini, kazanamayan yarışmacıların yaygın olarak sergiledikleri olgun tavırlar üzerinden göstermiş oluyorlar.

Sevgi Özkan
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder