30 Ekim 2011 Pazar

YAZ SAATİNİN ZİLLERİi BOZULAN BİORİTMİMİZ İÇİN ÇALIYOR.

Yılda iki kez bioritmimizi bozan yaz saati uygulamasına yıllardır karşı çıksam  da elimden bir şey gelmiyor.
Bir gecede aniden vucudun işleyiş temposunu bir saat farkla yeni bir çalışma düzenine zorlamak bağışıklık sistemini de etkileyen durumlara yol açıyor.
Mevsimlerin günden güne saniye ve dakika üzerinden değişimine uymaya yatkın bioritmin birden bir saat ileri veya geri çekılmesi pek çok şeyi etkiler nitelikte olmalı.
Mesela uyku saatleri ve melatonin salgısına bağlı yararlı uyku süresi altüst oluyor.
Üst üste iki gece alışılmadık saatte uyumakvucudu nasıl sarsarsa, bu uygulamalar da altı ay ara ile yılda iki kez organizmaya yapılan böyle bir saldırı da aynı etkiyi yapar.
Benim gibi düşünenler mutlaka vardır derken haber Rusya’dan geldi.
Başbakan Medvedev de yaz saati uygulamasının hem insanların hem ineklerin ruh durumlarını bozduğu gerekçesiyle yapılmayacağını söylemiş ve çok takdir görmüş.
İneklerin süt salgılamalasının azalması bile bu uygulamaların organizmaya  etkisinin ne olabileceğini gösteriyor.
Kaynak kıtlığı nedeniyle enerji tasarrufu gerekçesinin dokunulmazlığı, insan sağlığıyla oynama özgürlüğünün önüne geçmesi tabii ki sistem sorunu.
Kapitalizme karşı ayaklanışlara yakında bu konu da eklenirse şaşırmamalı çünkü her gün daha çok sayıda dünyalı, insan eliyle yapılan ve insana verdiği yararı misliyle geri alan işleyişlere itiraz etmeye başladı.
Toplu ayaklanmalar, şimdilik ekonomik kriz veya yönetimsel işleyişlere olsa da, özünde tüm yanlışlarıyla beslenen bir sisteme karşi bilinçlenmenin sonucu oluşuyor ve yaygınlaşıyor.
Şimdilik tam anlamlandırılmasa da pek çok şeyin ayrımına insanlar yeni yeni varıyor ve çözüm önermeseler de başka bir dünyanın mümkün olacağı inancıyla red etme haklarını kullanıyorlar.
Çoktan tıkanan sistem, bu gerekçelerle çözümlenme önceliğini biz dünyalılara hergün biraz daha dayatıyor. 
Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder