15 Ekim 2011 Cumartesi

İMAMLAR PSİKOLOJİK DANIŞMAN OLABİLİR Mİ?


11 Ekim’de MEB’den de aile imamı 
başlığıyla verilen Cumhuriyet Gazetesinin haberi şöyle spotlanmıştı.
“MEB’in uygulamaya karar verdiği proje kapsamında İmam Hatip Liseleri bünyesinde ailelerle toplantı yapılarak anne-baba, öğrenci ilişkileri ve ergenlik konularında eğitim verilecek, İmam Hatip bünyesinde oluşturulacak heyetler ev ziyaretleri de yapacak. Benzer bir proje geçen yıl diyanet işleri başkanlığı tarafından başlatılmıştı. Diyanet’in sosyal içerikli din hizmeti projesi, imamların görev yaptıkları mahallenin her sorunuyla ilgilenmesini öngörüyordu.”Haberin devamı okununca Diyanetin ve Milli eğitim Din müdürlüğünün sosyal sorunlar ve aile kavramı üzerinden yeni düzenlemelere girişirken imam fazlasının da  pek çok eğitim alanında istihdam edilmeye başlandığı söylenebilir.
Haberde uygulamaların tüm okullar ve mahalleler için hedeflenip hedeflenilmediği tam açıklanmasa da, öngörülen projelerde imamların, sadece psikolojik danışman yerine konmakla kalmayıp, daha pek çok alanda biçimleme görevi verilmesinin düşünüldüğü anlaşılıyor.

Bir şeyin başka bir şeyle telafi edilmesi, özünde “yoksulluk” gerçeğinden doğan bir mantığın sonucudur.

Ülkemizin insan kaynakları açısından en büyük yoksunluğu da insanları branşları dışında istihdama zorlayan bir lüksü işaretler.
İngilizlere atfedilen Yoksulluk pahalıdır değerlendirmesi bizde bu karmaşayı tam bir yoksulluk lüksüne çevirmek olarak gerçekleşiyor. Branş dışı alanlarda istihdam sorununun geldiği yer olarak da okunacak bu duruma, her şeyden önce eğitilmiş insan kaynağı  savurganlığı denilebilir.

Toplumumuzda insanların büyük oranda branşlarının dışında çalıştıkları bir kaynak israfı söz konusuyken başta toplumsal pedagoji yönünden
temel işleve sahip olan ve kısaca PDR denilen Psikolojik
Danışman ve Rehberlik alanı olmak üzere felsefe, psikoloji, sosyoloji ve öğretmenlik gibi alanlarda da imamlara görev yüklenmesi aslı dururken astarını kullanmaktan öte anlamlar içerir.

Aslında imam yetiştirme amacıyla kurulan İmam Hatip Liseleri mezunlarının oluşturduğu imam fazlalığını istihdam etme arzusu olarak da değerlendirilebilecek bu girişimin nasıl bir sosyal doku yaratacağını tahmin etmek zor değil.


Bilimsel değil dini telkinlerle eğitilenlerin ağırlıkta olduğu toplumlarda sosyal bilimlere rağbet edilmemesi kaçınılmaz zaten bu nedenle din toplumlarında sosyal bilimler gelişmemiş ve gelişmemektedir.
Bütün bu girişimlere sadece gerçekleştirmek istenen niyet!doğrultusunda atılmış adımlardan öteye bu açıdan da bakmak gerekir. 

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder