11 Temmuz 2013 Perşembe


Ölümcül Şiddetle Yetinilmediği İçin mi, Palalı, Sopalı Takviyeler Görmezden Gelinebiliyor?
 
 
Gösteri hakkına polisin şiddet kullanımı kadar pala ve sopa ile karşı durulmaya kalkışılması da Demokrasi mi sayılıyor
Bu nedenle gösteri yapana gaz ve su, palalı saldırganlara buyur geç dönemi demokratlığı(!) uygulamaya konuyor.
Protestolarda ölen ve sakat kalanların sorumlusu olarak gaz, su, ve polis şiddeti artı palalı sivil girişimleri yerine göstericilerin provakasyonu demek akılla ilgili bir çıkarım olabilir mi?
Gezi dayanışmasına destek olarak Eskişehir’de yapılan destek gösterilerinde biber gazından kaçarken sokak arasında dövülen 19 yaşındaki Ali’nin yaşam savaşını kaybetmesinin acısını içinde duymayan bir insan var mıdır?
Yine, 17 yaşında kafasına biber gazı kapsülü isabet ettiği için komada yatan çocuğun babasının benim maaşımdan kesilen vergilerle oluşturulan polis gücü benim çocuğumu nasıl öldürür, feryadından kahrolmayan var mıdır?
Gazze’deki çocuklar, Suriye’deki çocuk ve siviller için dünyayı ayağa kaldırmaya kalkan hükümet, gösteri hakkının kullanıldığı demokratik denilen bir ülkede kendi çocuk ve gençlerinin ölmesine veya sakat kalmasına yol açan şiddet uygulama ve emirlerini doğru mu buluyor?
İktidarı eleştiren göstericilerin taleplerine kulak asmak yerine onları kendi milleti saymayan biçimde karşısına kendi taraftarlarını dikmekle tehdit etmeyi demokratlık sayıyorsa o ülkede demokrasiden ve de ileri demokrasiden bahsetmek doğruyu ters yüz etmek anlamına gelmez mi?
Muhalefet partilerine ve muhalefet eden medya veya kurumlara devletin şiddet gücüyle karşılık vermek demokrasiyse, diktatörlüklerin demokrasiden farkı ne olabilir ki.
En önemlisi yanlış anlama ve buna dayalı yorumlarda, gösterilerin izne tabii olup olmaması algısı. Gösteri yapma hakkını devletin ilgili kurumlarına bildirme ve bu yolla gösteri hakkını kullananlara zarar verilmesini sağlamayı izin alıp almamak gibi yorumlamak anlaşmazlığın kilitlendiği nokta, yasaların ve demokrasi algısının nasıl farklı yorumlandığının da işareti oluyor.
Gösteri yapılacağının bildirilmesini orada başlarına gelecek olaylara karşı devletin onları korumak için hazırlanması anlamında yorumlayarak bu gösterilerin kendine dönük olmasından rahatsız olan yöneticilerin izin verme gibi anlaması ve ister veririm, ister vermem demesi buradan kaynaklanıyor.
Gerçek demokrasiyi içselleştirmiş hukuksal yorumlar, anayasanın ilgili maddesini bildirme ile izin alma arasındaki farkın altını çizerek bu hakkın kullanımını demokratik hak diye savunurken, karşı çıkanlar yönetimin iznine bağlı diye kabul etmekten yana duruyorlar.
Kavramsal algılama farkından çok, elindeki gücü demokratik olarak kullanıp kullanmama eğilimini yansıtan bu tartışma hukukun üstünlüğümü de sokaklara pala ve sopalarla dövülerek karşı gösteri yapma hakkı gibi tanımakta sakınca görmüyor olmalılar.
Tıpkı çocuğunu terbiye ediyorum diye ölesiye dövmeyi kendi hakkı sanan ebeveynler gibi ,insan, çocuk hakları ve hukuk kavramları demokratik haklar olarak algılamayan, algılatmayan yönetimlerde daha kaç insanımızı kaybedeceğiz acaba? 
Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder