12 Nisan 2013 Cuma


MUHBİRLİK KÜLTÜRÜ NASIL YEŞERİYOR ?

 

Ortak yaşamda gösterilen sorumsuz ve hatalı davranışların kısa numaralı telefonla şikayet edileceği merkezlerin oluşması, vatandaşlık sorumluluğuyla kullanıldığında düzen işlemesi için yararlı ve gerekli olan bir uygulama.
Kilit nokta şikayet hakkının doğru kullanımı.
Son zamanlarda artış gösteren bu uygulamanın toplumda nasıl bir davranış ve düzen oluşturacağının bazı işaretleri şimdiden beliriyor gibi.

Şikayetçi olma durumu toplumsal ölçütlere ve düzenin işleyişine  ait bir vatandaşlık sorumluluğuna dayandırılmazsa, birbirinin kuyusunu kazan insanların fesat odaklarına dönüşüerek toplumsal ahlakı da olumsuz yönde etkileyecek gibi görünüyor.

Almanların ortak yaşam alanlarının muntazam işleyişinin özellikle faşist Nazi döneminde geçerli olan “muhbirlik” döneminden kaldığı değerlendirmesi ne kadar gerçek bilinmese de, görece imrenilecek bu düzgünlüğün, düzen işleyişini bozanları şikayet etmenin bir vatandaş sorumluluğuna dönüşerek komşusunu şikayet etmenin bile bir tür erdem sayılmasının pekçok örneği görülmektedir.
Burada ‘Muhbirlik’ sözünün, barındırdığı kötü(!)çağrışıma rağmen, sorun çözücü yanıyla toplumsal düzende işe yarar bir davranış olarak yaşama geçirilmesinin marifet sayıldığı da bir gerçek.

İhbar davranışı kişisel hesapla merak, tatmin ve öç alma doğrultusunda kullanılmadığı zaman önemli bir görev sayılabilirken, ortak yaşamda kafasına uymayan pek çok şeye kızan ve  bilincine varmadığı kızgınlığını duygusal tepkiyle dışlaştıranların çoğunlukta olduğu toplumlarda, bu davranışın toplumsal düzene olumlu katkısı oldukça zorlaşır.

Ülkemizde, nesiller boyu benimsenen düzen işleyişinin, suçlu sayılanlardan birinin ibret olarak sallandırılmasıyla düzeltileceği yargısından, toplumsal işleyişte kusurlu bulunan ve  mağduriyet yarattığı düşünülenin dövmekle(!) yetinilen bir yere gelinmesi, bu yolda ilerleme(!) gibi görünse de, olan biteni kendi yargılamasıyla yetinip, hukuktan umudunu kesenlerin çoğaldığı bir toplumda muhbirlik de, sadece olumsuz yanıyla yaşama geçirilen bir seçeneğe dönüşebilir.

Yine günümüzün bazı önemli toplumsal yargılamalarında hukuk üzerinden iyice açığa çıkan gizli tanıklara dayalı muhbirliğin işlevsel kılınması, muhbirliği de kimileri için itibarlı(!) hale getirirken, bu davranış eğilimleri üzerine inşa edilen yeni çarpıklıklarla kendi kaotik kültürünü de oluşturmaktadır.

Son zamanlarda, doktorları, öğretmenleri kurulan şikayet hatları üzerinden ihbar etmede ki artışın,  toplumsal sorumluluk boyutu ile kişisel hesap görme arasında gidip gelen tercihlerle, toplumsal hak /hukuk arama açısından nasıl işlevselleştiği tartışılır hale geliyor.

Doktorlara hasta yakınları veya hastalar tarafından yöneltilen tartaklama, dövme ve hatta öldürme olayları gibi öğretmenlere öğrenci ve veliler tarafından yöneltilen saldırıların yanında bu şikayet telefonlarının, önceki dönemlere göre daha gelişmiş(!) gibi görünmese de, hak arama ölçütleri açısından aynı risk parantezine girdiği muhakkak. 

Yine başına buyruk sürücü davranışları yönünden taksicilerin kendileri hakkında yapılan ihbarlardan doğan cezalarla davranışlarına çeki düzen vermek yerine bütün hıncını başkalarından çıkarma yolunda gel-git yaşadıkları görülmektedir.
Çoğu kez kurunun yanında yaşın da yanmasından doğan mağduriyetlerin ihbar kültürüyle davranışlarına dikkat etme alışkanlığı da kazandırabileceği varsayımının ne kadar geçerli ve kurallara uymaya zorlayacağı olduğu bilinmese de, şu anki biçimiyle muhbirlik kültürünün trafik düzeninden daha kaotik bir davranış düzeni yaratabileceğe ortada.

Düzeni aksatıyor diye kızdığı veya kişisel gerekçelerle mimlediğini kendi kişisel çıkarı  üzerinden oraya buraya ispiyonlamakla, düzen sağlamak adına ilgili makamlara bildirmek arasındaki fark, yeni nesillere nasıl ve hangi örneklerle kodlanacak? Sorun burada.

Sevgi Özkan

 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder