Mazeret Kültürünün Dayanılmaz Rahatlığı,
Ülkemizde en geçerli davranış,
bahane arama ve bahane sunma becerileriyle oluşan mazeret kültürüdür.
Mazeret kültürünün insanları
olarak benimsediğimiz en önemli ortak ve yaygın tavır ise suçlu veya neden aramayı
kendi dışımızda tutma alışkanlığıdır.
Bireysel ve toplumsal açıdan sorumluluk
bilinci yeterince gelişmemiş bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplumuz.
Facia veya afetler dahil sebep-sonuç
ilişkisinde sorumlu aramaya kendimizi öteleyen bir çizgiden başlatma davranışının
üzerinde düşünülmesi gerekiyor.
Olan bitenlerin
değerlendirilmesinde ‘bilgi’ yerine yakıştırma verilerle değerlendirme
alışkanlığı önemli bir alt yapı hazırlıyor.
Bilgilenme yerine
bilgilenmemeyi geçerli kılan, toplumsal ve bireysel sorumluluk algımızı
nesillere aktaran ‘adam sende’cilik örnekleri önemli etkenler arasında.
Sorunları genellikle komplo
teorileriyle değerlendirme rahatlığına karşın bilgi çağının beyinlere çeşitli
kanallardan ulaşan kontrolsuz uyaranlarıyla baş etmek gittikçe zorlaşıyor.
Gerçeğe ulaşmak için kazanılmış
bilimsel bir titizlikten ziyade çoğunlukla derme çatma taraftarlık körlüğünün
sonucu olan Öküz altında buzağı arama
alışkanlığı da, düşünmeme rahatlığını tercih edilir hale getiriyor.
Gerçeğin doğrusunu araştırmak
için bilgiye ihtiyaç duymayan bir düşünce kültüründe, gerçek sorumlu arama ve
görme şansı da pek bulunmuyor. Trafikten, yangına, AB katılımdan, depremlere kadar
oluşan tüm faciaların gerçek sorumlusunu oluşturan bireysel ve toplumsal
hataların payını görmeyen, ötekini suçlama alışkanlığı, giderek herkesin kendini
haklı gördüğü bir mazeret kültürü oluşturuyor.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder