24 Ocak 2013 Perşembe


Mazeret Kültürünün Dayanılmaz Rahatlığı,

 

Ülkemizde en geçerli davranış, bahane arama ve bahane sunma becerileriyle oluşan mazeret kültürüdür.

Mazeret kültürünün insanları olarak benimsediğimiz en önemli ortak ve yaygın tavır ise suçlu veya neden aramayı kendi dışımızda tutma alışkanlığıdır.

Bireysel ve toplumsal açıdan sorumluluk bilinci yeterince gelişmemiş bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplumuz.

Facia veya afetler dahil sebep-sonuç ilişkisinde sorumlu aramaya kendimizi öteleyen bir çizgiden başlatma davranışının üzerinde düşünülmesi gerekiyor.

Olan bitenlerin değerlendirilmesinde ‘bilgi’ yerine yakıştırma verilerle değerlendirme alışkanlığı önemli bir alt yapı hazırlıyor.

Bilgilenme yerine bilgilenmemeyi geçerli kılan, toplumsal ve bireysel sorumluluk algımızı nesillere aktaran ‘adam sende’cilik örnekleri önemli etkenler arasında.

Sorunları genellikle komplo teorileriyle değerlendirme rahatlığına karşın bilgi çağının beyinlere çeşitli kanallardan ulaşan kontrolsuz uyaranlarıyla baş etmek gittikçe zorlaşıyor.

Gerçeğe ulaşmak için kazanılmış bilimsel bir titizlikten ziyade çoğunlukla derme çatma taraftarlık körlüğünün sonucu olan Öküz altında buzağı arama alışkanlığı da, düşünmeme rahatlığını tercih edilir hale getiriyor.

Gerçeğin doğrusunu araştırmak için bilgiye ihtiyaç duymayan bir düşünce kültüründe, gerçek sorumlu arama ve görme şansı da pek bulunmuyor. Trafikten, yangına, AB katılımdan, depremlere kadar oluşan tüm faciaların gerçek sorumlusunu oluşturan bireysel ve toplumsal hataların payını görmeyen, ötekini suçlama alışkanlığı, giderek herkesin kendini haklı gördüğü bir mazeret kültürü oluşturuyor.
Sevgi Özkan  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder