TOPLUMUN ORTALAMA AKLI, KAZA(!) ÜRETİYOR,
“Merak etme”, “Bir şey olmaz”
ve “Allah korusun” türü teminat ve temennilerin
insanların bilgiye dayalı düşünme , dikkat ve sorumluluk gücünün yerini aldığı
bir toplumda akla gelmeyen olaylara kurban gitmenin kader gibi algılanması da normal
sayılıyor.
İnsana akıl ve sorumluluk yüklendiği
inancına rağmen yaygın bilgisizlik ve sorumsuzluktan doğan bu tablo, her alanda
karşımıza çıkmakta.
Radikal gazetesi, son iki üç
yılda yaşanan ve kaza kategorisinde kader olarak yorumlanan faciaların en
inanılmaz 19 tanesini hatırlatan bir liste yayınlamış. Buradaki örnekler, bizlere
evhamlı, depresif ve aşırı kuşkucu olmaktan çok, her alanda dikkat ve bilginin daha
çok devreye girmesini düşündürtmeli.
Yaygın bilgi eksikliği ve sorumsuzluklar
zinciriyle oluşan bu olayların yaşandığı bir toplumda bireyin kendi dışında bir
sorumsuz sorumlu arama alışkanlığı mazeret kültürüne dönüşerek vicdanen herkesin
aklanmasına yol açıyor. Bu nedenle her “kendi”nin çeşitli zaman ve yerlerde
sorumsuzluk ortamına yaptığı katkının dürüst bir analizi sorumlu yurttaş
kültürünü geliştirmede önem kazanıyor.
Kurallara uymama içgüdüsüyle hata
yapmayı marifet sayan kafaların oluşturduğu ortalama toplum aklı, sonuçta her
yeri potansiyel bir facia zeminine dönüştürüyor.
Özellikle trafikte çoğunlukla
kurallara uyulmamasının bireysel beceri sayıldığı bir düzende hak hukuk
kültürüne dayalı demokrasi de o kadar var olabiliyor.
Hiçbir olay tek başına kaza
veya kader değil, toplumların ortalama aklının gelişmişliğinin göstergesi olunca
bilgi, insana saygı ve toplumsal yaşamın kurallarına uymayı dert edinmek
gerekiyor.
Bireysel sorumluluk, “kimse
kurala uymuyorsa ben de uymam” zihniyetini kırmakla başlıyor.
Rol modeli etkili örnekler
olarak başta devleti idare edenlerin yasalar kadar kendileriyle uğraşması
gerçekleşmeden, “doğru” davranışların kötülerden daha etkili olacağı bir topluma
dönüşmek mümkün değil. Böyle bir toplumda da kimsenin maddi manevi güvenliği
söz konusu olamaz.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder