11 Eylül 2014 Perşembe

YÖNETİMLERİN FELAKET ÖNLEME SORUMLULUĞU

“Baskın basanındır” ifadesi günümüz Türkiye’sinde artık iyice görüldüğü gibi “Basın da, basanındır.”olmaya başladı.
Zaten gazete okumaya meraklı olmayan bir toplumda artık basılı gazete okumanın da revaçta olmamasının ve de ortak aklın şekillenmesini sağlayan ana akım medyaya yapılan baskınların eklenmesi, okurun güven ve gerçeği öğrenme hakkının zedelenmesine yol açıyor.
Uzun yıllardır yönetiminden sorumlu oldukları ülkeyi çoğunlukla yurt dışı gezilerle sürdürürken olan bitenin gerçeğini de, uzaktan ve kendine aktarılan yorumlar üzerinden değerlendirme yanlışı pek çok alanda onulmaz yaralar açıyor. 
Görev bölümü kavramının “taşeronluk” olarak gerçekleştiği bir düzende, yönetimin selameti için gereken vicdani ve hukuki sorumluluğun da, amiyane bir ifade ile “İt, ite, it de kuyruğuna” işleyişiyle gerçekleştiği böyle bir tabirin varlığından anlaşıldığı gibi yerleşik bir davranış olarak kendini sürdürüyor.
Aslında tek elden komutlarla sorumsuzluğun yükünün ve vebalinin paylaşımını sağlayan bu ortam, ortak vebal ve cezayı de baştan paylaştırarak sorumluluğun vicdani ağırlığını hafifletiyor. Görevin ifasında payı olan herkesin kendisini masum görmesine de zemin hazırlıyor.
Her alanda oluşan birikimlerle dayanılamaz bir yılgınlığa dönüşen bu durumun, özellikle belli bir toplum kesiminin kendi karşılığını ve benzerini toplumda bulamayarak çareyi sanal iletişim alanında aramasına yol açıyor. Son olarak da bireysel özgürlüğü yok etme girişiminin, üstü kapalı olarak devreye sokulan “torba” yasalarla gerçekleşeceğinin görülmesi yılgınlığı arttırıyor.
Kainatta fazla kurcalanan ve zorlanan enerjilerin önlenemez biçimde patlayacağına dikkat çeken dahi fizikçi S. Hawkings’in dünyanın var oluşu araştırmalarında aranan temel parçacık deneylerinde fazla ileri gidilmesine karşı uyarı yapması haberi çok düşündürücü. Zira değerli bilim adamının son kitabında “aman ha, enerjinin önlenemez bir dinamizasyonla dünyanın yok olmasını yaratacak bir sonuç oluşabilir” demesi pek çok yönden boşuna değil. 
Baskılanan birikmiş toplumsal enerjilerin de bazen beklenmedik noktalarda patlayabileceği, geriye de, ne yöneten ne de yönetilenin kalacağı bir felakete dönüşebilmesi mümkün. Bu nedenle acilen dikkate alınması gereken bir SORUMLULUK yönetimi gerekiyor. Aman ha (!)

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder