14 Aralık 2013 Cumartesi


Herkes Doğuştan Psikolog, Doğuştan Sosyolog Olunca(!)….

 

Günlük konuşmalar, sık kullanılan psikolojik, sosyolojik nitelemesine dayalı analizleri de yansıtır.

Herkesin kendini doğuştan psikolog veya sosyolog yerine koyduğu bir toplumda, sosyal bilimlerin öneminin yeni yeni anlaşılması, ve ülke yönetimine genellikle mühendislerin talip olması kaçınılmaz gibi olmuştur.

Burada dışlaşan en önemli yargı, psikoloji nitelemesi yapan ne kadar psikologsa, sosyoloji nitelemesi yapan da o kadar sosyolog yerine konulduğundan, ayrıca psikoloji veya sosyolojiye çok da ihtiyaç olmadığı sanılgısıdır.  

Eskiye göre şimdilerde, toplum gözünde değer kazanan Psikoloji de, yine eskiye göre dikkatleri yeni yeni üstüne çekmeye başlayan sosyoloji de, bu nedenle verilmesi gereken öneme sahip olamamışlardır

Bireysel ve toplumsal sorunların çözümü, komşu / arkadaş çevresine dayalı paylaşımlar ve  kahvehane sohbetleri üzerinden niteliksel olmaktan çok niceliksel okumalara dayalı değerlendirmelerle çözülmeye kalkıldığından, insani sermayenin gelişimi de, bu doğrultuda biçimlenmiştir.

Günümüzde bilişsel gelişmelerle hızla değişen bilimsel verilerin sunduğu artı ve eksilerin iyi değerlendirilmesi, yaşamsal bir önem kazanırken, yeniden yapılanan sosyal ve fen bilimsel verilerin de, dikkate alınmasına ihtiyaç duyulması gerekiyor.
 
Yoksa toplumsal sorunlarda sosyolojik duruma dikkat çekenlere biz de sosyoloji biliyoruz diye kızan ve de denizler arası kanal açmanın bilimsel sakıncalarını saptayan verileri ise yok sayabilen politik zihniyet yönetimi, toplumda ne sosyal bilim bilinci bırakacak ne de fen bilinci. Hepsi doğuştan bilenlere havale edilecek.
 
 
Sevgi Özkan

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder