Kimin Sorunları Çözüm bekliyor?
Şu günlerde kaç ülke savaşı istiyor değil korkuyla bekliyor acaba?
Toplumumuzun Mısırdan sonra en önemli gündemi olan Suriye
ile ister istemez savaş ortamına yuvarlanma korkusu bütün sorunlarımızı askıya
aldırmış gibi.
Mısır’dan başka şey konuşmazken kimyasal silah kullanılması
tüm dikkatleri Suriye’ye yapılacak misillemeye kilitledi. Obama’nın ne
yapacağına kendisinden başka herkesin karar verdiği değerlendirmelerden perişan
düştük.
Suriye ile yatıp Suriye ile kalkıyoruz.
Konunun önemi yadsınamaz ama çözüm diye Suriye’lilerin kurtarılmasını
aşan niyetler sergilenmesi, herkesi tehdit eden bir ortam yaratıyor.
Özellikle ülkemizin onca çözüm bekleyen sorunu varken, Gazze,
Mısır, Suriye derken toplumun diğer sorunlarını unutmuş gibiyiz.
Sorunları çözmekten çok erteleme kültürüyle yoğrulmuş
zihinlerimizde dile getirilen her şey dikkat alanında şimdi sırası mı muamelesi görüyor sanki.
Bence Ortadoğu sorunlarına bulaşan dış politika tutumumuzu
sorgulayan en özet değerlendirme Özgür Mumcu’nun (2.9.2013)Radikal’de “Barış yolu
Roboski' den geçsin” başlıklı yazısındaydı.
Devlet kazası diye nitelendirilen bu olayda çocuklarını kaybeden
ailelerin acıları ve beklentileri paylaşılırken bir imam şöyle diyor.
“Bu iş başbakan Türkiye’nin başbakanı olursa çözülür,
Erdoğan, Ortadoğu' nun mu başbakanı yoksa, Türkiye’nin mi? ” Gerçekten, kimin başbakanı gibi hissediliyor?
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder