3 Eylül 2013 Salı


Kimin Sorunları Çözüm bekliyor?

Şu günlerde kaç ülke savaşı istiyor değil korkuyla bekliyor acaba?

Toplumumuzun Mısırdan sonra en önemli gündemi olan Suriye ile ister istemez savaş ortamına yuvarlanma korkusu bütün sorunlarımızı askıya aldırmış gibi.

Mısır’dan başka şey konuşmazken kimyasal silah kullanılması tüm dikkatleri Suriye’ye yapılacak misillemeye kilitledi. Obama’nın ne yapacağına kendisinden başka herkesin karar verdiği değerlendirmelerden perişan düştük.

Suriye ile yatıp Suriye ile kalkıyoruz.

Konunun önemi yadsınamaz ama çözüm diye Suriye’lilerin kurtarılmasını aşan niyetler sergilenmesi, herkesi tehdit eden bir ortam yaratıyor.

Özellikle ülkemizin onca çözüm bekleyen sorunu varken, Gazze, Mısır, Suriye derken toplumun diğer sorunlarını unutmuş gibiyiz.

Sorunları çözmekten çok erteleme kültürüyle yoğrulmuş zihinlerimizde dile getirilen her şey dikkat alanında şimdi sırası mı muamelesi görüyor sanki.

Bence Ortadoğu sorunlarına bulaşan dış politika tutumumuzu sorgulayan en özet değerlendirme Özgür Mumcu’nun (2.9.2013)Radikal’de “Barış yolu Roboski' den geçsin” başlıklı yazısındaydı.

Devlet kazası diye nitelendirilen bu olayda çocuklarını kaybeden ailelerin acıları ve beklentileri paylaşılırken bir imam şöyle diyor.

“Bu iş başbakan Türkiye’nin başbakanı olursa çözülür, Erdoğan, Ortadoğu' nun mu başbakanı yoksa, Türkiye’nin mi? ” Gerçekten, kimin başbakanı gibi hissediliyor?

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder