23 Ağustos 2010 Pazartesi

Çocuk, Medya, Reklam

7th International Children and Communication Congress & 7thInternational Children Films Festival




İlt: 5th ICCC & ICFF: Uluslararası Çocuk ve İletişim Kongresi ile Uluslararası (2008) Çocuk Filmleri Festivalinde ÇOCUK gazetesinde yayınlandı



Çocuk Medya ve Reklam



Günümüzde çocukların medya ve reklamdan etkilenmelerinden oluşan bir takım sorunlarla karşıkarşıyayız.

Buna bilgisayar alanı ile giren sanal veya gerçek etkileşim odakları da dahil.

Çocuk, medya ve reklam ilişkisi, karşılıklı etkileşim olarak ele alınması gereken, aslında birbirini doğuran bir etkileşim bütünlüğüdür.

Reklamların sevimli öznesi olarak kullanılan çocuk, reklamların hedef kitlesi olarak da önemli bir yere sahiptir.

"Çocuk" aracılığıyla yetişkini hedeflemek de: aynı etkileşim alanı içinde gerçekleşmektedir.

Çocuk, görsel medya kanalıyla kendine ulaşan reklam ürünleriyle, etkileşerek, sadece o ürünleri seçmekle kalmaz, bu kanalla yüzeysel bir görüntü kültürü de edinir.

Bu nedenledir ki: küçükler, okulöncesi dönemden başlayarak yani daha okuma yazma öğrenmeden bu etkili reklam slogan ve müziklerini ezberler ve olur olmaz tekrarlayıp içselleştirir.

İşte bu nedenle, bu noktadan başlamak üzere çocuk ihmal ve istismarı açısından medya ve reklam sektörüne büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Çocuk tanımı yasal olarak 0-18 yaş gibi bir süreyi kapsadığı için bu uzun sürenin kendi içindeki etkileşim etkileri de farklılk gösterir. Fakat en önemli etkiyi insan beyninin gelişim ve şekillenmesinde en değerli evre olarak kabul edilen 0-3 yaş ve genel olarak da 0-6 yaş arasındaki kısaca okulöncesi denen bu dönemde gösterir.

Reklamların görsel ve işitsel etki açısından genel olarak en etkili alanı da hala televizyon oluşturmaktadır.

Burada kendi yaşıtı üzerinden etkileşime geçen çocuklar, sırf reklamlar değil tv dizileri ile kendilerine ulaşan film, haber gibi pekçok bölüm üzerinden bu etkilenmeyi yaşarlar.

Günümüzün çok bilmiş! çocukları toplumda egemen olan değerler ve davranışlar üzerinden en etkili biçimde kodlanarak; çoğunlukla büyüklerin kopyası haline gelen küçük insanlara dönüşürler.

Evdeki rol modellerinden çok tvlerin sundukları rol modellerini daha alıcı hale gelen bu küçük insanların, temel eğitimlerinde de en etkili faktör: televizyon medyası olur.

Burada reklam ve medya, çocuğun kodlanmasında içiçe geçmiş etki alanları olarak önem kazanmaktadırlar..

Reklam gerçekliği ile dizi veya film gerçekliğini en kontrolsuz biçimde alarak yaşamı tanımaya başlayan küçüklerin nasıl etkileştiklerini, onların nasıl yetişkinler olduklarında anlayabilmekteyiz..

Aslında bu konudaki önlenemez etkileşim için pekçok ülkede pekçok tedbir alınsa da hergün çeşitli ülkelerde ortaya çıkan bozuk insan ilişkileri, bu konunun önemini, geleceğe dair bir büyük sorun olarak öne çıkarmaktadır.

Başta Amerika olmak üzere silahlı okul basıp, önüne geleni tarama olgusu, son otuz yılın en önlenemez cinayetleri haline gelmiştir.

Son günlerde: internet iletişimi ile de kendini haber veren bu sorumsuz suç işleme yatkınlığı, işaretlerinin görülmesine karşı önlenemez hale gelen bir durum yaratmaktadır.

Bu olayların sık tekrarı, tek tük vaka olma marjinalliğini çürütmeye başlamıştır.

Bir yandan çocukların dil ve görüntü zenginliği ile zihinsel donanımını sağlayan bu etkileşim alanları, öte yandan da: öldürme, hak gaspı gibi girişimlere legallik kazandırdığı için çağın gerçeği olarak çaresizlikle karşılanır olmaktadır.

1970 li yıllarda çocuk çizgi film sanayii olarak Walt Disney filmlerinin tüm karakterlerini kapitalist düzen değerlerinin empoze alanı olarak yorumlayan çalışmalar, bize günümüz insanının uzun zamanlardan beri bu yönden ne tür etkileşimlerin ürünü olduğunu da göstermektedir.

Günümüzde bu etkileşimlere, farklı toplumsal ideolojiler üzerinden bakıldığında: ortaya birbirinden farklı ama etkisi aynı olan biçimlenme durumları çıkmaktadır.

Son yıllarda özellikle doğu ve batı edebi kültürlerinin benimsedikleri kahramanları, kendi kültürleri üzerinden yorumlayarak kullanma yoluna giden yeni girişimler oluşmaktadır.

Batı kültürünün Barby bebekleri, Batı karşıtlığını baz alan radikal din kültürünün egemenliğindeki toplumlarda, kıyafet ve dil üzerinden müslümanlaştırılmaya çalışılarak, aynı etkileşim alanından yararlanılmasını sağlamaktadır

Dört beş yıldır ülkemizde de milli eğitim aracılığıyla okullara sokulan ve de insanlığın ortak kültürüne giren batı klasık çocuk edebiyatı ürünlerinin, bazı işgüzar eğitim girişimleri ile yerelleştirme hatta müslümanlaştırma çabası görülmektedir.

Kısacası önlenemez etkileşim alanları olarak medya ve onun yarattığı önemli etkileşim alanları reklam, tv filmleri, dizi filmleri vb., gelecek nesilleri, kontrolu mümkün olmayan biçimlemlerle, şimdiden oluşturmaktadır.

İnsanlık gelişiminin görece yeni algıladığı insan hakları ve çocuk hakları gibi evrenselleşmiş kavramlar açısından bu alanlar, içinde yaşadığımız bu küresel etkileşim çağında: hepimizin geleceğini biçimlemekte olduğundan birey ve kurumsal yönden herkese daha çok dikkat ve sorumluluk yüklemektedir.

Sevgi Özkan (Sosyolog)

"Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Platformu" YÖRET vakfı temsilcisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder