25 Mart 2015 Çarşamba

JAPON MÜHENDİSİN ERDEMİ ve BİZ.

Yaramazlıkları önlemek için dövmeden bir önceki terlik göstererek yapılan uyarı ile terbiye edilen çocuklar toplumunda, yeni ortaya çıkan yolsuzluk iddialarının aklanması için susturulması çeşitlemesiyle sorun aklandı ve çözüldü sanılıyor.
Terlik göstermekle uslu durmaya zorlanan çocuklar, o terliği tekrar tekrar görecek biçimde yaramazlıklarını
sürdürdükleri gibi ulu orta ağız dalaşına giren iki partilinin kavgaları da, önlenmiş gibi kabul edenler çıkabiliyor.
Peki  şimdi bir tanesinin öteki hakkında ileri sürdüğü yolsuzluk suçlamaları ne oldu? Aklandılar mı?
"Kol kırılır yen içinde" gibi "laf tıkılır ağız içine"gibi bir ifade mi benimsenmeye başlıyor acaba?
Yolsuzluk ve benzeri davranışlar bu sefer de bağımsız  mahkemeler yoluyla aklaşılması gereken ve tüm toplumu ilgilendiren suçlamalar yok mu sayılacak yoksa aklanmış mı kabul edilecek? . .
Ortaya çıkarılmasıyla tüm toplumu ayağa kaldıran suçlamaların ihbar kabul edilmesi için beklemek, unutulmaya bırakılmaktan medet ummakla mı kalınacak ve bu da yeterli olacak mı sanılıyor acaba?
Ben yaptım oldu zihniyetiyle ortaya çıkan ihbar veya deliller asla bağımsız yargılanmaya bırakılmadan yok gibi kabul edilmesi sağlanacak ve bu tavır da bir erdem gibi sunulacak, ondan sonra oy yüzdeleriyle oynanma ihtiyacı artacak.
Bunları olagelen ve normalmiş gibi savunanların da varlık sürdürmeye kalktıkları günlerin de bir sonu olacaktır elbet.
İş kültüründe  erdem örneği olarak Japon Mühendisin intiharı tüm örtülemez gerçekliğiyle ortada dururken, yapılan edilen bu atraksiyonlar erdem algısının ayarlarıyla nasıl oynandığını gösteriyor.
Japon mühendise üzülürken sahip olduğu sorumluluk erdemine gıpta etmemek mümkün mü?
Kendisini saygı ve kederle uğurluyoruz
Sevgi Özkan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder