17 Mayıs 2014 Cumartesi


Karayı Aklamak İçin Kazayı Kader Sandırma Pervasızlığı.

 

Olan bitenin bilgi değil kader kısmet olarak değerlendirildiği toplumlarda tüm felaket ve kazalar göz göre, göre gelir. “Kaza” özünde hesapta olmayanı içerse de olabilecekleri kavramamakla da yakından ilgili. Bu nedenle esas hesaplanması mümkün olmayan beklenmedik kazalara görünmez kaza deniyor. Ülkemizde ne yazık ki tüm kazalar, göz göre, göre gerçekleştiği halde, büyük oranda beklenmedik ve önlenemez yani görünmez kaza kategorisinde, kader, kısmet olarak değerlendirilme eğilimi geçerli.

Medeni toplum niteliğini eksilten önemli bir etken de, bu yaklaşımla ilgili. Ayrıca eğitim ve öğretimde bilim yerine inancı hedefleyen zihinlerin, özellikle yönetimsel açıdan sorumluluk algısındaki yetersizlik de bunda  önemli rol oynuyor.

İnanç olgusu kadar, bilgi, bilimsel düşünme ve gerçeğin doğrusuna ağırlık veren bir eğitim sistemi geçerli olsaydı, nice eğitilmişlerin olan bitende bilgi eksikliği yerine kader kısmetin rolünü aramasına şahit olmazdık. Yine gelişmiş insan sermayemiz de, nitel ve nicel yönden farklı bir seviyede olurdu.

Pervasızlık kültürünün egemen olduğu toplumumuzda bilgisizlik, bilmediğini bilmemeyi, kimseyi takmamayı marifet sayma aymazlığı gibi etkenlerle, bunların çok sayıda rol modeli üzerinde yarattığı toplumsal etkileşim, gelişmiş insan varlığımızın da en önemli belirleyicisi oluyor.

Yarışma programları üzerinden ansiklopedik bilgiye dönük bir yönelim artışı görülse de, genel olarak bilgi alışverişinde dedikodu formatının üstüne çıkmayan bir gerçeklik algısı oluşabilir, kendisi ortadayken çeşitli siyasi gerekçelerle inkar ederek gerçeği ortadan kaldırabileceğini sanma küçük akıllılığı gösterilmezdi.

Bütün bunlar ekonomik ölçüleri baz almakla yetinerek bilgi toplumu yönünden gelişmişlik seviyesini önemsemeyen beyinlerin gerçeği algılama ve biçimleme seviyesini de işaretliyor.

Sevgi Özkan

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder