Karayı Aklamak İçin Kazayı Kader
Sandırma Pervasızlığı.
Olan bitenin bilgi değil
kader kısmet olarak değerlendirildiği toplumlarda tüm felaket ve kazalar göz göre, göre
gelir. “Kaza” özünde hesapta olmayanı içerse de olabilecekleri kavramamakla da
yakından ilgili. Bu nedenle esas hesaplanması mümkün olmayan beklenmedik kazalara
görünmez kaza deniyor. Ülkemizde ne yazık ki tüm kazalar, göz göre, göre
gerçekleştiği halde, büyük oranda beklenmedik ve önlenemez yani görünmez kaza kategorisinde,
kader, kısmet olarak değerlendirilme eğilimi geçerli.
Medeni toplum niteliğini
eksilten önemli bir etken de, bu yaklaşımla ilgili. Ayrıca eğitim ve öğretimde
bilim yerine inancı hedefleyen zihinlerin, özellikle yönetimsel açıdan sorumluluk
algısındaki yetersizlik de bunda önemli rol oynuyor.
İnanç olgusu kadar, bilgi, bilimsel
düşünme ve gerçeğin doğrusuna ağırlık veren bir eğitim sistemi geçerli olsaydı,
nice eğitilmişlerin olan bitende bilgi eksikliği yerine kader kısmetin rolünü
aramasına şahit olmazdık. Yine gelişmiş insan sermayemiz de, nitel ve nicel yönden
farklı bir seviyede olurdu.
Pervasızlık kültürünün egemen
olduğu toplumumuzda bilgisizlik, bilmediğini bilmemeyi, kimseyi
takmamayı marifet sayma aymazlığı gibi etkenlerle, bunların çok sayıda rol modeli üzerinde
yarattığı toplumsal etkileşim, gelişmiş insan varlığımızın da en önemli belirleyicisi
oluyor.
Yarışma programları üzerinden
ansiklopedik bilgiye dönük bir yönelim artışı görülse de, genel olarak bilgi alışverişinde
dedikodu formatının üstüne çıkmayan bir gerçeklik algısı oluşabilir, kendisi ortadayken
çeşitli siyasi gerekçelerle inkar ederek gerçeği ortadan kaldırabileceğini
sanma küçük akıllılığı gösterilmezdi.
Bütün bunlar ekonomik
ölçüleri baz almakla yetinerek bilgi toplumu yönünden gelişmişlik seviyesini
önemsemeyen beyinlerin gerçeği algılama ve biçimleme seviyesini de işaretliyor.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder