15 Mart 2014 Cumartesi


İLERİ PERVASIZLIK YÖNETİMİ

Cumhuriyetin bu kadar pervasızca yıpratıldığı tüm kurumların keyfi idarelerle işleyiş düzeninin deforme edildiği olmamıştı. Yeni Türkiye derken eskisini işlemez hale getirenler kendi yaptıklarının içinden kendileri de çıkamıyorlar.

İktidarın baştan çıkarıcı cazibesinin kural tanımaz anlayışlarla yapılanları kitabına uydurmaktan daha çok, yepyeni kitap oluşturan kontrolsüz yönetimi, güçler dengesini tamamen bozdu.

Var olan yasalara zaten uymayanlar, benmerkezci keyfi icraatlarına uyan ve bir torbaya konan düzenlemelerine yasal kılıf uydurmayı adet edindiler.

Uzaktan emirli otomatik oylamalarla tüm bağlantılar bozulunca hiç bir konuda davacı olmanın etkisi ve beklentisi kalmadı.

Toplumun bugününü ve geleceğini biçimleyen bunca yıllık demokrasi deneyimine hiçe sayan düzenlemelere, ileri demokrasi adı takılarak dokunulmazlık kazandırıldı.

"Yüzde kırk dokuz, yüzde elli demektir ,o nedenle ben istediğimi yaparım" antidemokratik anlayışını kaba kuvvet mantığıyla uygulayıp, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran yönetim, "sıkıysa karşı çık" tehditleriyle sürdürülmeye başlandı.

Kendine kayıt şartsız sorgusuz sualsiz uyanların dışında görüş bildiren, eleştiren, beğenmeyen veya susarak protesto edenleri "milletim" şemsiyesinin dışında bırakan bir güç oluşturuldu. Toplumu çeşitli tanımlamalarla bölerek birbirine düşürme girişimi hayret ve esefle izlenirken, gidişin felaketini gören her kesimden insanlar birbirine aman sakin olalım telkinleri yaparak sorumlu davranmaya çalışırken, bunu yapan yönetim karşısına aldıklarını kendi yaptıklarına ses çıkarılmamasını sorumluluk olarak telkin etmeye başladı.

Bu kadar eksilerin bir araya gelmesiyle, insanların her geçen gün artan endişelerini gören yöneticiler, panik halinde her şeye saldırmaya başladı.

Artık seçimlere de güven duyulmayan bu düzen insanlarımızı stres, umutsuz ve güvensizliğe sürüklüyor.

Önce sıkı dost olup sonra kavga etmekle tekrarlanan bu pervasız davranış, bir milletin kaderiyle oynamaya başlayınca "bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur" sözü geliyor akla.

Eninde sonunda iyinin anlamını yeniden inşa edeceğinden kötüler er geç yok olur da, bu kaç nesle mal olur işin can sıkıcı yanı bu.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder