6 Kasım 2013 Çarşamba


Yaşam tarzı sınırlarımızı namus bekçileri mi koruyacak?

Kadınların yaşamı üzerinden yürütülen savaşanlarda kadının başını kapatma özgürlüğü(1) ile yetinmeyenler cinsiyet bekçiliğinin sınırlarını genişletiyor.

Bireysel özgürlük derken bireysel tercihlere sınır çekmeyi demokratlık sananlar, kadın bedeninin sınırlarında dolaşmaktan kolayca vazgeçemiyorlar.

Bu iş, devlet gücüyle bekaret kontroluna kadar gideceğe benziyor. Ne yapacağına kendi karar versin diye savunulan özgürlük anlayışı, başını kapatma özgürlüğü (!)yle yetinilmeyip nerede kimle nasıl yaşayacak özgürlüğünün sınırlarını çizmeye doğru yol alıyor.

Kadının namusunu cinsiyetinden öte algılamayan erkekler dünyasının yönetim gücü eline geçirdiğinde onu zaten yaşatmadığını, yaşatırsa da kendi çizdiği sınırlarda yaşamaya zorladığı her gün öldürülen kadın yaşamlarında görülüyor.

Bu mantığın devlet yönetim gücüyle insan hakkı olarak kadının yaşam sınırlarını daraltan uygulamalar, siyasi güçler arası muhafazakarlık yarışına dönmeye başladı.    

Demokrasi üzerinde ileriye giden yolda geriye dönmeye dönüş değil, düşüş deniyor.
Sevgi Özkan

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder