4 Ekim 2013 Cuma


BARIŞ ZAMANI “İLİŞTİRİLMİŞ”LERİ (!)

 

Savaş zamanı orduyla hareket ederek bir çeşit kendi cephesine kendi propogandasını yaptırdığı gazetecilere Türkçe karşılığıyla iliştirilmiş gazeteci deniyor. Körfez savaşı gibi yakın geçmiş çatışmalarında batıda etik yönden uzun süre tartışılan bu konu, içinde yaşadığımız barış(!)zamanında da farklı biçimlerde sürdürülüyor.

Toplumumuzda yönetimle bir bölüm halk arasındaki paradigma savaşımlarına “yandaş medya” yaratımıyla yeterli verim sağlanamadığı ve karşı düşüncenin açıkca yok edilemediğini gören yönetim, kendi propogandistini “iliştirilme” yoluyla karşı tarafa katarak sonuç almaya çalışıyor.

Karşılarındaki gazetelerden türlü baskılarla uzaklaştırmaya çalışılan etkili kalem veya yöneticilerin yerine kendi zihniyet temsilcilerini yerleştirerek muhalif zihniyetin etkisini azaltmaya kalkanlar, barış zamanının “iliştirilmiş”leriyle sonuç alma politikasını benimsemiş gibiler.

TV program ve haberleri kadar yazılı basında da yorum ve fikirleriyle ters düşen ünlü köşe yazarları şu veya bu biçimde yaşanan bu zihniyet savaşının dışına itilmeye başlandı. Tam yok edilemeyenlerin yanına da, hükümet komiseri niteliğinde kendi zihniyet kollayıcılarını iliştirterek sorunu çözmeye çalışıyor.

Yazılı basını internetten takip edenlerce pek farkına varılmasa da, sayfa düzeni açısından okuyucunun gözüne batan bu durum, son derece rahatsız edici.

Yıllardır bu sayfaların takipçisi olanların ellerine aldıkları gazetede bakmaya alıştıkları yerlerde ve biçimde okumaya alıştığı yazarı bulamamaları, huzursuzluğun yanı sıra daha çok arayıp bulma isteği  yaratıyor. Yani yazara dönük dikkatin etkisini azaltmak yerine iyice kıymete bindiriyor.

Toplumsal ortalama akıl ve vicdanın bir çeşit maestorosu sayılma niteliğini yıllardır kimseye kaptırmayan Hürriyet gibi bir gazetede baş yazar sayılan kalemin sayfa kenarına iliştirilen sözüm onu karşıt görüşlü yazarı görmek zorunluluğu, okuyucuda seçme özgürlüğüne müdahale duygusu oluştursa da neyse ki okumama özgürlüğü hala geçerli. Hiç kimseye bir yazarı zorla okutmak ve benimsetmek mümkün olmuyor. Yeni başlayan okuyucular da durumu kısa sürede kavrıyorlar.
Sevgi Özkan 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder