13 Ekim 2013 Pazar


Su Samurları kadar bağlı değiliz birbirimize.

Su samuruyla ilgili bir şey duysam şaşırırım.

Su üstünde arkası üstü yatarak göğsünün üstüne koyduğu bir yassı taş üzerinde deniz kestanesini başka bir taşla kırarak yemelerinden, annelerine düşkün olmalarına kadar pek çok hasletle donanımlı bu sempatik yaratıkların, son olarak suda birbirlerinden kopmamak için el ele tutuşarak uyuduklarını öğrendiğimde yine öyle oldu.

Suyun akıntısına karşı uyurken birbirlerinden kopmamak için el ele tutuşmaları çok hoş.

Belki annelerine bağlılıkları da buradan geliyordur. Eski bir dostumuzdan su samurları bile annelerinden bizden önce ayrılıyorlar dediğini hiç unutmama ve hala komik gelir. Gerçekten de annelerinden kopabilme becerisi canlılar açısından önemli bir ölçü olabilir.

Bağlılık ve el ele verme yönünden bırakın uyurken insanlar artık ayakta ve uyanıkken bile beceremiyorlar sanki.

Bu sevimli canlıların ömürleri de on iki yılmış. Böyle değerlendirilmiş on iki yıl, iyi yaşanmış uzun bir ömre de bedel sayılır.

Sevgi Özkan  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder