24 Nisan 2012 Salı

MOTİVASYONU BOZULAN GERÇEK BANKA SOYGUNCUSU.





Her gün yeni bir olay,çağımızın hızla değişen gelişmelerinin etkilerini düşündürtüyor.

Sanal gerçeklik algısının davranışlarımızı nasıl etkilediği de üzerinde durulacak önemde.

Diyarbakır’da banka soymaya kalkan adam, yüzüne geçirdiği çorapla elindeki silahı bankonun ardındaki görevliye uzatıp paraları istemiş.

Bildiğimiz banka soygunlarından birine yeltenmiş.

Fakat bankonun önünde kendi işlemleri için beklemekte olanlar korkup kaçmaya kalkmadan olayı sessizce izleme durumuna geçmişler.

Kameradan yansıyan bu görüntülerde, soyguncunun soyma performansının bu beklenmedik durumdan nasıl etkilendiği ve silahı banka müşterilerine çevirerek onları kovaladığı görülüyor.

Durumun kaydı, gerçekten seyirlik olmuş.

Görüntü digital ve sanal iletişimlerle gerçeklik algısı bozulan günümüz insanının durumunu çok iyi yansıtıyor.

Bu görüntüler; isteyerek veya istemeyerek olan bitenin içinde yer alınan günümüzde her şeyi merakla izleyen dünyalılara dönüldüğünün de fotoğrafıdır.

Kumanda aletleriyle yok edemeyeceğimiz durumlar olduğunu unutmaya başlamış gibiyiz.

Bu algı deformasyonu, şaka, metafor, espri ve mizahı da son derece tehlikeli hale getirmeye başladı.

Yakın geçmişte bir haber videosunda da boş otobüsü silah zoruyla harekete geçirmeye kalkan kimliğini gizlemiş bir soyguncunun inatçı sürücünün baş kaldırmasıyla istediğini gerçekleştirmeden arabadan inip yok olduğunu izlemiştik.

Sürücünün kahramanlığı da gerçekleri tam algılamasından mı yoksa algılamamasından mı bilinmese de iyi bir örnek olarak moral verdi ama ısrarını canıyla ödeseydi de kimse şaşırmazdı sanki.

Olan biteni izlemede bazı böyle haberler kamu spotu adıyla kitle eğitiminde kullanılan gizli bir sosyal reklamlardan biri mi diye de düşündürtebilir.

Uzaklarda yapılan bir karikatür çok uzak bir bölge kültürünün insanlarını ayağa kaldırırken, anlattıklarının daha etkili anlaşılması için yaptıkları bazı benzetmeler sahiplerinin canına bile mal olabiliyor.

Toplumsal kültürlerin değer farklılıklarından doğan cinayetler, geçerli nedenlerle neredeyse hoş görülmeye başlandı.

Mizah yapmanın bedelinin canlara mal olduğunu gösteren şaka cinayetlerinin örnekleri de çoğalıyor.

Gerçeklik algısı bozulan dünyalılar, günden güne ulaşılan ufuk genişletici olanaklara karşın sanki daha dar ve basit algılara sahip oluyorlar.

Daha önemli olan ise her şeyi seyretme alışkanlığının, felaketlerden korunma refleksini de zedelediğinin işaretleri artıyor.

Neredeyse yaşadıklarımızı, daha sonra uygun zamanımızda seyretmek üzere beklemeye alacağımızı sanacağız.

Yeni nesillerin bu gerçek algısı üzerinden oluşan değer yargılarıyla nasıl bir dünya oluşacağı merak konusu.

Sevgi Özkan

  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder