18 Ocak 2015 Pazar



KUTSALI KAVRAMA BİÇİMLERİ
Birey veya toplum bazında kutsallara saygı, toplumsal paradigmalar üzerinden benimsenen toplu hassasiyet ve tepkimelere dönüşüyor.
Birbirinden çok farklı paradigmalarla gelişmiş zihinlerce ifade özgürlüğü kapsamında görülen karikatür çizmenin  kendisinin hakaret sayılması ile çizilenin hakaret içermesi arasındaki farklılık bu ayrı paradigmalardan da kaynaklanan tepkilere yol açıyor.
Mizah, özünde zihinsel gelişim seviyesiyle de ilgili bir tepkime olarak sadece kutsallara dokunmakla açıklanamayacağını aynı kutsala sahip olanların gösterdikleri farklı tepkilerle göstermek mümkün. Yine, karikatür üzerinden hakaret etmekle hiçbir hakaret taşımasa da karikatürünün çizilmesini hakaret sayan anlayış, çoğu zihinde birbirine karışıyor.
Peygamberin yüzünün resmedilmesinin yasak olduğu iddiası da büyük çapta  geçmişi bilmeyen ve gerçeği kendi bildiğinden ibaret sayan yaygın ve baskıcı zihniyetten doğup yerleşmiş bir algı.
Böyle bir yasağın olmadığını tarihten çok yönlü delillerle ispat eden dini bilgilerle donanmış uzmanların bu safsatayı belgelerle çürütmesi işin özünün nerelerden kaynaklandığını daha iyi anlatıyor.
Mesela evrensel bilgi ve vizyona sahip din bilgini Prof.H.Kırbaşoğlu, peygamberin yüzünün de çizili olduğu tarihi bir belgeyle ilgili başından geçen anekdot üzerinden bu yasağa yol açan önemli algıyı şöyle anlatıyor.
Bu resmin varlığına inanmayıp görmek isteyen birinin, resmi görünce:
-İyi ama bu resim ona hiç benzemiyor .
diye tepki göstermesini anlatarak , herkesin kafasında farklı bir imaj olduğundan bu konudaki sürtüşmeleri önlemek adına yüzün beyaz bırakılması veya çizilmemesinin yeğlenmiş olunabileceğini söylüyor.
Ayrıca, Kuran'nın baştan aşağı ahlaki öğütler içermesine rağmen insanların çoğunlukla işin bu yanını es geçip, şu günah mı, sevap mı diye sorarak bir liste elde etme kolaycılığını tercih ettiklerini, eğer kuran sadece bu maddelerden ibaret olsaydı ince bir kitaptan ibaret olurdu diyerek işin özünün gözardı etmelerini eleştiriyor.
Bütün bunlardan sonra gelinen yerde bir durum analizi yaparsak; bugüne ulaşan tüm olumsuzluklardan sonra dindarların kendilerini sorgulamalarına yol açan bir öz eleştiri ihtiyacının ortaya çıktığı görülüyor.
Bu bağlamda Peygamberin yüzünü göstermeyi ve görmeyi yasaklayan zihniyetin altında da, gerçek  bilgi eksikliğinin idrakinden daha çok, onun yüzüne bakacak halleri kalmadığı gerçeğini sezmeleri yatıyor olabilir.
Sevgi Özkan (Sosyolog)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder