KİM NEYİ KAZANMIŞ?
Bir yanda gerçeği anlama verilerinin
kendilerine ulaşması çeşitli güçlerce önlenerek doğrunun doğru algılanması
önlenmiş aymaz durumundaki insanların değerlendirmeleri, diğer yanda tüm baskılara karşın
olayların ve yönetim davranışlarının takip ederek olan
bitenin farkında olanların değerlendirmeleri söz konusu olunca birinin neyi
kazandığı öbürünün neyi kaybettiğinin sadece sonuç rakamlarına bakarak doğru
okunması da önlenmiş oluyor.
Kazandı sanılan kesimin aslında
bir şey kazanmadığı sadece gerçeği doğru algılamasının ertelendiği bir yönetim
tutumunda, hem olan biteni yakından
izleyen bir bilinçli kesim, hem de onun baskılanan hakları varken bu yarışmanın
eşit olduğunu söylemek mümkün olmayınca kazanan tarafın başarısından söz etmek
de anlamsızlaşıyor.
Devletin en yaşamsal görüşmelerini
dinleyen bir güçle baş edemeyen ve her başarısızlığı kendi yönetim zafiyeti
yerine görünmez ellerin operasyonu olarak mazur gösterme refleksi, aslında
başarılı yönetemeyişin itirafı anlamına da gelir. Medya yayınlarında orantısız
görünme şartı ve Sosyal medya haberleşmelerine vurulan darbeler gibi demokratik
olmayan kısıtlamalarla gidilen seçim sonuçlarının demokratik başarı sayılması için
baskı ve bu tek taraflı müdahalelerden uzak bir seçim yapılması gerekir. Aksi halde
bu rakamların en doğru değerlendirilmesi, demokratik olmayan bu durumun
onaylanması anlamına gelir.
Olan bitenin doğru algılanması
önlendiği veya bunu bir ölçü saymadığı için oyunu mevcudun onayı yönünde kullanan“Aymaz”ların verdiği
oylar da, geniş parantezde böyle bir değerlendirmeye girer. Seçim sonuçları bir
haftadır süren itirazları tatmin etmeyen tutumlar nedeniyle resmi olarak sonlanmıyorsa
şimdi görünen haliyle kimin neyi kazandığı ve kazananın başarılı olduğunu
söylemek en iyimser yorumla aslında vicdani onay almıyor ve büyük bir kesimin
içine sinmiyor da demektir.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder