6 Ağustos 2013 Salı


Vicdanlar Kimi, Affedecek?

 

Toplum olarak çok yönlü savaşların, çok yönüyle savaşmaya mahkumuz.

"Milletim” kategorisinde yer almanın rahatlığıyla yüksek perdeden demokratik hakkaniyet masalları anlatanlar, geriye kalan kısmı oluşturan mağdurlar milletini, demokratik tepkilerinin cezasını ödetmeye mecbur ederek etkisiz bırakmaya çalışıyorlar.

Kim kimle savaşıyor, kim kimi kurtaracak?

Aslında başından beri usul musul hatası diye hafifsetilmeye çalışılan oluşumlarda “gereğin” katliamı o kadar açıkca görünüyordu ki, uygulamalardaki zamanlama girişimleri ve gelişimleri unutmayanlar için şu anda söylenecek ilave bir söz kalmamış durumda.

Kirlisi temizi aynı torbaya konmuş maddelerle yapılan halk oyu ölçümlerinde olduğu gibi derin devletle hesaplaşacağız vaadiyle yola çıkıp derin devlet güçlerinin çarpışmasına dönen bu davaları aynı makinede yıkayıp kurutmaya çalışanlar, çıkan sonuçları itiraf gibi ortaya sererek bedel ödemeyi, üslerinden atmaya kalkıyorlar sanki. Zira, gerçekler oradan buradan gözüküp dururken vicdanlara sunulan bu kararlar, sadece bu davanın bozulması için verilmiş olmalı diye bile düşündürtüyor.

Toplumca mutlu son ve kaybedilen itibarı kazanmak için genel af gerekliliğini savunanlar, mantıki görenler ortaya çıkmaya başlayınca, şu soru önem kazanıyor, suçlu ile aynı torbaya konup itibar kaybına uğratılan suçsuzu affederek işi çözmeyi düşünmek, hukuki çıkış yolu ve siyasi kazanç sayılsa da vicdanlarda hangi izi bırakır?

Mesela affetmek, onların özür dilemesi mi, yoksa onlardan özür dilenmesi biçiminde mi genel kabul görecektir.

Yaşamlarından çalınanlar için kimin, kimi bağışlaması bekleniyor? Milletin buna adil bir cevabı var mıdır? Derin devletle hukuk yoluyla savaşma adına yapılan hukuksuzluklar pekçok masum insanın yaşam hakkından çalarak mı düzeltilecek?

Sonuçta afla varılması istenen kardeşi kardeşe düşürmemekse, bu demokrasi oyunu oynamakla değil, gerçek demokrasi şartlarının sağlanmasıyla oluşabilir ki o da, yaşanan pek çok örneğin gösterdiği gibi şimdilik namevcut. Bu badireden çıkılacağına ve aklın egemen olacağına güvenmenin, her şeye rağmen toplum için önemli bir motivasyon olacağı unutulmamalı ve umutları kaybetmemeli.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder