18 Şubat 2013 Pazartesi


KARŞITIN KARŞISINA İLİŞTİRİLEN KARŞITLAR

 

Kendi görüşlerini ortadan kaldıran durumlar açığa çıktığında sesleri çıkmayan mevcut işleyişin savunucuları karşıtların sesini kesmek için karşıtlık korolarının gücüne sığınıyorlar.

Demokrasiyi herkesin görüşünü açıklama özgürlüğü olarak tanımlayınca kendi doğrularına sarılmak mı, karşı doğruları da dikkate almak mı daha iyi olur demek anlamsızsa da, karşı görüşlerin zorla birbirine iliştirilmesi düşündürücü oluyor. Zira mevcut işleyişe yönelik her eleştirel görüşü, karşı görüşle devre dışı bırakan veya dengeleyen fikirsel çatışmalı bir kamuoyu yaratma düzenine ulaşmış bulunuyoruz.

Şu anda toplumda genel hatlarıyla ele alınacak taraftarlık bölümleri: Karşı olanlar, karşı olanlara karşı olanlar, her ikisine de karşı olanlar, bazen ona bazen ötekine karşı olanlar diye sınıflansa da aslında özellikle iktidar yürütümleri üzerinden ortaya çıkan sonuçlara dönük özellikle iktidar yürütümleri üzerinden ortaya çıkan sonuçlara dönük değerlendirmelerde mevcutu  savunanlar ve savunmayanlar diye iki ana başlıkta toplanılıyor.

 Herkes kendi karşıtlığının sınırlarını kendi yargısına göre çizse de devamlı etkileşim alanı yaratan bu karşıtlıklar birbirleri üzerinden hiçbirini tam yansıtmayan bir sonuç çıkarıyor,

Yani hiçbir taraf kendiyle kalamıyor, kalanların kendini var etme şansı azalıyor veya yok oluyor.

Özellikle medya üzerinden yürütülen tartışmalarda karşı tarafın yer almadığı bir değerlendirme mümkün kılınmıyor. Karşı tarafın görüşünü zayıflatma göreviyle varlık gösterenler, izleyici gözündeki performanslarının açmaz ve tutarsızlık yansıtması korkusuyla  endişelendiklerinden daha tedirgin ve saldırgan olabiliyorlar.

İliştirilmiş doğrultucular da denilebilen bu tip taraftarların en önemli görevleri de karşı tarafı konuşturmama çabasıyla zaman kazanma olup bu konuda gittikçe kıdem kazanıyorlar.

Bu durum tek taraflı söylemlerin kendi amincileriyle yetinmelerini mümkün kılmadığı için daha adil gibi görünse de özünde her şeyin aslından uzaklaştığı bir düşünme ortamı oluşturarak sapla, samanın doğru ile yanlışın birbirine karışmasını sağlamaya daha uygun oluyor.

Bu nedenle “doğru” olanın kıymetinin azaldığı ve de birbirleriyle etkileşen devamlı değişim ortamları doğruların savaşımını kaçınılmaz kılarken.

Kişilerin ister istemez kendilerine ulaşan bilgilerden tek taraflı seçenekleri komutlayarak kurtulma şansı bırakmayan ve  olan bitene dair, her görüşün yanına promosyon olarak eklenen karşıt görüşlerle algılanmasına demokratik ortam diyebilmek olsa olsa iyi niyetli bir temenni sayılır.
Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder