Bir yanda savaşa sürükleniyoruz hissi veren dış politika
açmazları,
Öte yandan olan biteni farklı argümanlarla okuma ve
yorumlama farklılığından doğan kamplaşmalar.
Eleştirel sorgulamalar, herkesin kendi bilgi ve hassasiyetine uygun olarak birilerini mimlediği mikro cepheleşmeler ve cepheleri bölmeye başlayan farklılaşmalar artıyor.
Her gün yadırganmadan bakılan cenaze ilanlarına dönen özellikle kadına
dönük şiddet olayları.
Her türlü tehlikeye maruz kalan ve bu olguların şahitliğinde büyüyen çocukların ve toplumun
geleceğini şimdiden belirleyen bitmez tükenmez travmalar.
Eğitimin tüm safhalarında her çocuk ve gencin kaçınılmaz
olarak en az bir kez deneme objesi ve yaz boz tahtasına dönüştüğü uygulamalar.
Görev kusurlarına karşın belli bir anlayış cephesinde gedik açmamak için ısrarla yerlerinde tutulup hatta
terfi edilmeyi sağlayan ve kusur işleyen mükafatlandırılır algısına yol açan bir sicil! sistemi
Yargısal güvensizliğe yol açan hukuk uygulamalarından doğan
bireysel cezalandırma girişimlerindeki artış.
Suçluyla, zanlı farkını yok sayan uygulamalar ve bundan
doğan mağduriyetleri giderme yerine, nitelikli katillerle, başkaldıranları eşitlemeye
dönük bir ceza ve af mantığı.
Düşüncelerin mantıki bütünlüğünü bozan ve davranışları
etkileyen bu kaotik değerler ortamında nasıl düşüneceği ve ne yapacağına karar
veremeyen insanlar.
Var olan yasalara uyulmadığını gösteren uygulamalara çare olarak yeni yasalar yapmayı hedefleyen bir mantık oyalamacılığı içinde normları kaybolan ve yenileri oluşmayan bir topluma dönüşüyoruz.
Herkes her şeyden şöyle veya böyle nasibini aldığı için tek
başına kimsenin haklı olması da artık bir anlam ifade etmiyor
Böyle olsun diye mi yapıldığı bilinmese de, sonucu böyle
olan bir takım düzenlemelerin sadece mimlenenleri değil tüm toplum yaşamını fena
halde etkilediği ve kimsenin dışında kalamayacağı bir toplumsal gerçeklik içinde
yaşıyoruz.
Sevgi Özkan
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder