6 Ağustos 2012 Pazartesi

FENA HALDE GERÇEK

Öyle günler yaşıyoruz ki kişisel romantizmlerimizle kendimizi dışına itemeyeceğimiz kadar önemli sorunlarla, her yandan sarılmış gibiyiz.

Bir yanda savaşa sürükleniyoruz hissi veren dış politika açmazları,

Öte yandan olan biteni farklı argümanlarla okuma ve yorumlama farklılığından doğan kamplaşmalar.

Eleştirel sorgulamalar, herkesin kendi bilgi ve hassasiyetine uygun olarak birilerini mimlediği mikro cepheleşmeler ve cepheleri bölmeye başlayan farklılaşmalar artıyor.

Her gün yadırganmadan bakılan cenaze ilanlarına dönen özellikle kadına dönük şiddet olayları.

Her türlü tehlikeye maruz kalan ve bu olguların şahitliğinde büyüyen çocukların ve toplumun geleceğini şimdiden belirleyen bitmez tükenmez travmalar.

Eğitimin tüm safhalarında her çocuk ve gencin kaçınılmaz olarak en az bir kez deneme objesi ve yaz boz tahtasına dönüştüğü uygulamalar.

Görev kusurlarına karşın belli bir anlayış cephesinde gedik açmamak için ısrarla yerlerinde tutulup hatta terfi edilmeyi sağlayan ve kusur işleyen mükafatlandırılır algısına yol açan bir sicil! sistemi

Yargısal güvensizliğe yol açan hukuk uygulamalarından doğan bireysel cezalandırma girişimlerindeki artış.

Suçluyla, zanlı farkını yok sayan uygulamalar ve bundan doğan mağduriyetleri giderme yerine, nitelikli katillerle, başkaldıranları eşitlemeye dönük bir ceza ve af mantığı.

Düşüncelerin mantıki bütünlüğünü bozan ve davranışları etkileyen bu kaotik değerler ortamında nasıl düşüneceği ve ne yapacağına karar veremeyen insanlar.
Var olan yasalara uyulmadığını gösteren uygulamalara çare olarak yeni yasalar yapmayı hedefleyen bir mantık oyalamacılığı içinde normları kaybolan ve yenileri oluşmayan bir topluma dönüşüyoruz. 

Herkes her şeyden şöyle veya böyle nasibini aldığı için tek başına kimsenin haklı olması da artık bir anlam ifade etmiyor

Böyle olsun diye mi yapıldığı bilinmese de, sonucu böyle olan bir takım düzenlemelerin sadece mimlenenleri değil tüm toplum yaşamını fena halde etkilediği ve kimsenin dışında kalamayacağı bir toplumsal gerçeklik içinde yaşıyoruz.

Sevgi Özkan

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder