3 Eylül 2011 Cumartesi

NEYİ BİLMELİ?

Cahil olmamak için bilgiye sahip olmak, bilmek yetmez.
Bilinenler üzerinden düşünmek gerek.
Bilginin, bilgilenmenin anlamı burada.
Kitabi bilgileri ezberlemek değil, bilgiler üzerinden düşünme egzersizleri yapmak, onları zihinde doğru yerlere yerleştirmek ve çıkarımlarda bulunmak aklın bilgisel gelişim için gerekli.
Neyi bilmeli sorusu bu nedenle önemli.
Soru, aklın suyu, ekmeği.
Zihin neyle besleniyor, neyi sorguluyorsa o yönde gelişiyor.
Düşünmek, çoğu insan için çıkarını düşünmekten öteye bir zihinsel aktivite değil.
Çıkarcılık yani kendini düşünmek, içgüdüleri de kapsayan duygusal bir davranış.
Başkalarını düşünmenin kendini düşünmek kadar gerekli olduğunu anlamak için bilgiyle düşünebilmek gerek. Yoksa aklın bu tür çıkarcı çalışması, kısa vadeli düşünme ve vizyon körlüğü, anlamıa gelir. 

Bildikleri, insana bilmediklerini de gösterir.
O nedenle insan öğrendikleri üzerinden düşündükçe bilmediklerini daha çok görmeye başlar.
"Bir bildiğim, hiçbir şey bilmediğim" sözü de bunu anlatır.
"Çok bilen, çok yanılır" sözü de yine, ne kadar biliyorsan o kadar bilmediğin şey de vardır anlamını içerir.
Bilgi ve düşünce bağlantısını önemsemeyenler, bu sözleri zaten bilmekle bilmemek arasında fark yok olarak algılarlar.
Başta herşeyi bilen tanrı olmak üzere nasıl olsa düşünenler vardır çıkarımıyla ayrıca düşünme zahmetine katlanmayan kafalar, aynı zamanda olaylarda suçlu arayıp akıl vermeye kalkmaktan geri durmayanlardır.
Olan bitene düşünmeden içgüdüsel tepki vermek, ilahi takdir ve kendi dışındakileri suçlama kolaycılığını tercih etmek, birbirini besleyen ve birbirinden üreyen davranışlardır.
Bu algı ikliminde "düşünmek", icat çıkarmak, huzur bozmak gibi işlevlendirilince de, kuru bilgileri ezberleyerek tekrarlamak akıllı ve bilgili adam olmak için de yeterli görülebiliyor.
Bir tıkla bilgiye ulaşarak herşeyi öğreneceğini sananlar, "Kültürlü olmak" için, bilgilere nasıl ulaşılacağını bilmekten öte bir çabaya gerek duymamaktadırlar.
Oysa cahillik salt bilgilerle değil, “bilgi”ler üzerinden düşünce ve fikir üretilmiyle giderileceğinden
bilgiden düşünce üretmek, bilgi aktarıcılığıyla yetinmekten daha emek isteyen, daha işlevsel ve zihin geliştirici bir iştir.
Bu nedenle cehalet, bilgilere sahip olmamak değil, bilgiden düşünce üretmeyi tercih etmeme alışkanlığı ve dünyayı doğru kavramama durumu olarak tanımlanmalıdır.
Neyi bileceğini bilmek önemli bir sorumluluktur.
Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder