19 Aralık 2010 Pazar

VURMA, KONUŞ!

İsim annesi olduğum bu sözün kitlelerce benimsenmesi için beş altı yıl öce VURMA, KONUŞ BİRLİKTELİĞİ diye bir girişimde bulunmuştuk.

Katılımcılarımızla bu sözün çeşitli alanlar üzerinden kitlelerce benimsenmesi çalışmaları yapmış ve sonra dağılmıştık.

Sözün isim annesi ve birlikteliğin kurucusu olarak bu doğrultuda ilk önce çocuklarımızın eğitiminde etkili olan ve özünde şiddet içeren “döverek adam etme” anlayışının köklerini Atasözlerimiz ve deyimler üzerinden araştırmış ve ortaya çıkan sonuçlardan hayrete düşmüştüm.
Toplumumuzun eğitim anlayışını şekillendiren ve sayıları bir hayli olan bu zihinsel kodlamanın genetik olarak  şiddet yatkınlığına doğal bir zemin hazırladığı çok net anlaşılıyordu.
Aynı zamanda toplumuzdaki diyalog yoksunluğunun da buna bağlı olduğunu düşündürtüyordu.

Katılımcılarından olduğum YÖRET vakfının üniversite öğrencileri ve çocuklarla gerçekleştirdiği 2006 yılı yaz kampı projesinde insan ilişkilerinde konuşmanın önemi bu slogan sözüyle kavratılmıştı. Bu sözü işleyen bir takvim basılmış ve birliktelik katılımcılarından ünlü çizer Tan Oral tarafından çizimlanmiştir.
Yine yeni öğrenim yılı açılırken yazılı medyanın etkili kalemlerinin eş zamanlı olarak bu konuyu işlemelerini sağlamak ve şiddet kültürünün etkilerini silecek ufak ama önemli bir adım olarak gerçekleştirilmek üzere aşağıdaki örnek yazıyı köşelerinde kullanmaları için gazetelerin köşe yazarlarına, 
"Toplumumuzun ve çağın iletişim dili haline gelen ŞİDDET olgusunu önlemek, Toplumun iletişim dilini, şiddet önleyici biçimde etkileme amacıyla bir araya gelen, bir sosyal bilinç grubuyuz.
Özellikle yeni nesillerin pedagojisinde etkili bir yer kazanmasını sağlamak. Topluma şiddet dışı seçenekleri benimsetmek, problemleri diyalog yoluyla çözmek ve çatışmalarda insana yaraşan “konuşma”nın gücünü, kaba kuvvetin önüne geçirmek için yapılabilecekleri araştırmaktayız. Şiddet olgusunun zihinsel temellerini hazırlayan atasözleri ve deyimleri tarama yoluyla analız ettiğimizde: Toplumumuzda: genel olarak "sevmek" kavramının, "dövmek" ve "hırpalamak" kavramlarıyla çakıştığını ve genel olarak insan eğitiminin hayvan eğitimiyle modellenerek konuşmaya pek yer verilmediğini görmekteyiz.
Özetle: Çağın getirdiği daha başka etkenlerin yanında: toplumumuzun geçmiş yaşam deneylerinde ve bu gün, şiddet yatkınlığının açık izlerine rastlanmaktadır. Bu duruma çağın etkili gücü olarak görsel ve yazılı iletişim kanalları da yeterince katkı yapınca ortaya hepimizi etkileyen bir sonuç çıkmaktadır"
anlamında gönderdiğim ileti bazı köşe yazarlarınca değerlendirilmişti.

Şu anda dondurulduğu söylenen tehlikeli silah yasası girişimi, “VURMA! KONUŞ” sözünün, kelimenin en geniş anlamıyla toplum pedagojisi açısından kitlelerce benimsenmesini tekrar gündeme getirdi.
Çünkü buradaki vurmak sözü geniş anlamda silah kullanmayı da içeriyor.

Artık eğitim aracı ve iletişim seçeneği olarak VURMA KONUŞ sözünü kitlelerle paylaşıp şiddet karşıtı bir refleks olarak benimsenmesini sağlamak ve içselleştirilen yaygın bir tavır haline getirmek gerekiyor.

Bu sloganın benimsenmesi ve yaygınlaşması için hep birlikte

Vurmayı değil Diyalog kurmayı dene.
“VURMA! KONUŞ.”
diyelim.

Sevgi Özkan

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder