20 Kasım 2016 Pazar

ÇOCUKLARIMIZI VE BİZİ KİM KURTARACAK

ÇOCUK Hakları Sözleşmesi'nin ülkemizce imzalanmasının üstünden 21 yıl geçmesine karşın toplumsal bilincin yeterince yükselmediği ortada.
Yasalar gereği Çocuk Haklarından birince derecede sorumlu olan devleti yöneticilerinin yeterli bilince sahip olmadıkları son günlerde toplumsal tepkilerin odağına oturan bir yasa dışı yasal düzenleme girişimiyle gördük.

Toplumu ayağa kaldıran çocukların tecavüzcüsüyle evlendirilmesi konusu bunu gösteriyor.

Çocuk istismarıyla ilgili yeni bir yasa tasarısına gece yarısı korsan şekilde sokulan ve tecavüze uğrayan çocukların tecavüzcüsüyle evlendirilerek sorunun çözümleneceğini öneren yetkililerin aslında böyle yasal girişimlerde bile devleti elinde tutanların çocuğun yüksek yararından çok kendi yararlarını düşündüklerini ortaya koydu.

Kamuoyunda çok tepki oluşması, insanların kendi çocukları ile empati kurmaları kadar çocuk hakları kavramındaki duyarlılığının da eskiye göre daha arttığını gösteriyor.

Ama bu sözleşmede temel sorumluların başında bulunan devlet yöneticilerinin aynı duyarlılıkta olmadıkları, araya çaktırmadan soktukları bu madde ile çocukların yüksek yararını değil suçluları af etmeye zemin hazırladıkları ortaya çıkıyor. Tepki de buna dönük.

Toplum tepkisi böyle bilinçli olunca devlet yönetimi de her istediğini yapamıyor.
Bu konuda oluşan tepki konsensusu keşke ortak geleceğimizi ilgilendiren her kaçak yasa girişiminde dışlaşsa.
İşte o zaman hem kendi yarınlarımız hem de çocuklarımızın yarınları geleceğe değil geriliğe ayarlanmaktan kurtulur.
Toplumsal sorunların çözümünde, olan biteni bilinçle takip eden ve ortak tepkileri gerektiği anda gösteren kitlelerin oluşturduğu tepkisel kamuoyu çok önemlidir.

Hayali bir dünyada değil ülkemizde ve her şeyin farkına vararak yaşamayı ilke edinirsek ortak evrensel ve çağdaş değerlerle biçimlenen akıllarımızla kendimizi de çocuklarımızın bu gününü ve yarınlarını da kurtarabiliriz.

Çocuk haklarını içselleştirmek ve savunmak demokrasiye temel oluşturan çağdaş bir insanlık görevidir.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder