8 Haziran 2014 Pazar


“HAYIRLISI BÖYLEYMİŞ”!

 

Üniversitede, Doçenti öldüren Profesör de yakalandığında “hayırlısı böyleymiş” demiş.

Bilimsel yatkınlığın yerini inanca bıraktığını pekçok yerde görsek de, üniversite gibi bilim yapıldığı kabul edilen bir yerde Profesör olmuş birinin duygularına yenik düşüp meslektaşını öldürmesi ve yakalanınca da hayırlısı böyleymiş diye durum analizi yaptığını ilk defa görüyoruz.

Olay iki yönden önemli,

Hanidir temenniden çok işi Allaha havale ederek sonuç alma kolaycılığının her alanda geçerli olduğunu yansıtması ve de bu davranışın bilimle uğraştıkları kabul edilenlerce de izahi bir yorum olarak içselleştirilebilmesi.

“hayırlısı neyse o olsun” bilgi yarışmalarında, evlilik programlarında, tüm ilişkilerde bir dolgu ve tedbir olarak kullanılan bu söz, genel olarak toplumsal aklın da irrasyonel yapılandığını gösteriyor.

Tabii ki bilinmezin ve güvencesizliğin bol olduğu toplumlarda, olan bitenin hep istenen nitelikte olması sağlanamayabilir. Bu pasif ve sorumluluğu kadere bağlayan bir dünya algısının yaygınlığını gösterirken, aynı zamanda yap et kısmet, kader, kader kurbanı ve “hayırlısı neyse o olsun” temennisine gerçek dayanak oluyor. “Hayırlısı olsun” diye yanlış iktidarlar, yanlış ilişkiler, yanlış yönetimlerin hükmüne razı olunurken, kurtuluşu mucize ve lotaryada arayan insanlar da, her halükarda haklı olduklarını sanabiliyorlar. Bu da ortaya  “hayırlı” bir durum çıkarmıyor.

Bu arada birini öldürmenin neresi kime neden hayırlı olur acaba? Bunu ayrıca da öğrenmek istiyor insan.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder