“HAYIRLISI BÖYLEYMİŞ”!
Üniversitede, Doçenti öldüren
Profesör de yakalandığında “hayırlısı böyleymiş” demiş.
Bilimsel yatkınlığın yerini
inanca bıraktığını pekçok yerde görsek de, üniversite gibi bilim yapıldığı
kabul edilen bir yerde Profesör olmuş birinin duygularına yenik düşüp
meslektaşını öldürmesi ve yakalanınca da hayırlısı böyleymiş diye durum analizi
yaptığını ilk defa görüyoruz.
Olay iki yönden önemli,
Hanidir temenniden çok işi
Allaha havale ederek sonuç alma kolaycılığının her alanda geçerli olduğunu yansıtması
ve de bu davranışın bilimle uğraştıkları kabul edilenlerce de izahi bir yorum
olarak içselleştirilebilmesi.
“hayırlısı neyse o olsun” bilgi
yarışmalarında, evlilik programlarında, tüm ilişkilerde bir dolgu ve tedbir
olarak kullanılan bu söz, genel olarak toplumsal aklın da irrasyonel
yapılandığını gösteriyor.
Tabii ki bilinmezin ve
güvencesizliğin bol olduğu toplumlarda, olan bitenin hep istenen nitelikte
olması sağlanamayabilir. Bu pasif ve sorumluluğu kadere bağlayan bir dünya
algısının yaygınlığını gösterirken, aynı zamanda yap et kısmet, kader, kader
kurbanı ve “hayırlısı neyse o olsun” temennisine gerçek dayanak oluyor. “Hayırlısı
olsun” diye yanlış iktidarlar, yanlış ilişkiler, yanlış yönetimlerin hükmüne razı
olunurken, kurtuluşu mucize ve lotaryada arayan insanlar da, her halükarda
haklı olduklarını sanabiliyorlar. Bu da ortaya “hayırlı” bir durum çıkarmıyor.
Bu arada birini öldürmenin
neresi kime neden hayırlı olur acaba? Bunu ayrıca da öğrenmek istiyor insan.
Sevgi Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder