26 Kasım 2010 Cuma

paradigma, gerçek doğrular,

GERÇEK DOĞRULAR ve KENDİ AKLIYLA DÜŞÜNEBİLMEK ÜZERİNE

Elbirliği ile inşa ettiğimiz yanlışlık kulelerinin gerçekler karşısında yıkılması ve kimilerimizin altında kalması sık rastlanan bir olgu.

Kimsenin kimseyi tam anlamadığı günümüzün küresel iletişim ortamında, gerçeklerin algılanması da farklılaşıyor.

Yanlış ve eksik bilgi çoğu kez yanlış algılar oluşturuyor.

Aynı gerçek farklı bakışlardan farklı anlamlandırmalarla okunuyor.
Herkesin bilgileri değerlendirme kapasitesi de farklı olduğu için,
bireylerin kültürel ve buna bağlı paradigma farklılıkları da eklenince ortaya aslından uzak, deforme doğrular çıkıyor.

Yanlışın oluşmasında önemli olan bu etkenler, insanların birbirini doğru anlamasını önlüyor.

Yanlışla hesaplaşma kültürü, bireylerin kendi akıllarından sorumlu oldukları toplumlarda bireyin iradesini, yanlışı taşımama yönünde devreye sokunca yanlış kulelerin inşasına tuğla döşeyenler azalıyor

Cemaat gibi tek beynin emrine giren beyinlerin oluşturduğu itaat topluluklarında sorgusuz sualsiz paylaşılan yanlışlar, geniş kitlelerce benimsenince doğrunun yerine geçip doğru gibi
algılanıyor. Bu durumlarda yanlışlıklar üzerine yükselen kulelerin yıkılması tabii ki daha zorlaşıyor.

Söylenenleri maksadına uygun ve çok yönlü doğrular üzerinden algılama yeteneği geliştikçe, insanların birbirlerini doğru anlamaları ve buna bağlı fikir tartışmaları daha da gelişebiliyor.
Ama henüz çoğunluğun doğruyu yanlış sanmasından doğan sanılgı ve taraftarlık kulelerine hapsolunuyor.
Azınlıkta kalan akılsal iletişimler dışında bireysel veya çoğunluk olarak herkes birbirinin hasmı haline geliyor.  

En önemli sorun da bu doğruyu doğru okumamak oluyor.

Sevgi Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder